Duha suresi Mekke döneminde inen surelerdendir. 93. sırada yer alan Duha suresi hakkında müminler Duha suresi dinle, Duha suresi fazileti, Duha suresi Arapça okunuşu, Duha suresinin
NemlSûresi 1-93 Ayet Muhtasar Tefsiri – İhsan Şenocak. Muhterem kardeşlerim, Neml Sûresi’ndeyiz. Neml Sûresi’ne başlıyoruz inşallah. Allah Teâlâ, anlamayı, anlatmayı, amel etmeyi hepimize ihsan eylesin. Sûre, Mekke-i Mükerreme’de nazil oluyor. İmanla alakalı, ahiretle alakalı, insanın yaratılışı ile alakalı
93 De ki: “Bütün hamdler Allah’a aittir. O, size varlığının delillerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız.”. Rabbin, yaptıklarınızdan asla habersiz değildir! TEFSİR: “Allah’ın göstereceği işaretler”den maksat, gerek göklerde, gerek yerde, gerekse kendi nefislerimizde Cenâb-ı Hakk’ın varlığını
Neml suresi Bu sure geceleyin, hiçbir yeri kesilmeden tabakalanmış bir ceylan derisi üzerine veya muz kabuğuna ya da aharlanmış bir kağıda yazılır. Sandık içinde muhafaza edilip bir haneye konulursa o hane yılan, akrep, sivrisinek ve benzeri zararlı haşarattan emin ve muhafazada olur.
Bensize Rabbimin mesajlarını duyurmuş ve size öğüt de vermiştim. Artık kâfir bir kavme nasıl acırım!”. 93. (Şuayb) onlardan yüz çevirmiş ve şöyle demişti: “Ey kavmim! Ben size Rabbimin mesajlarını duyurmuş ve size öğüt de vermiştim. Artık kâfir bir kavme nasıl acırım!”. Metin Ayarları. Metin Büyüklüğü
Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir.
VbF5.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vekuli-lhamdu liAllâhi seyurîkum âyâtihi feta’rifûnehâc vemâ rabbuke biġâfilin ammâ ta’melûneVe de ki Hamd Allah'a, yakında delillerini gösterecek size ve siz de tanıyacaksınız onları ve Rabbin, ne yaptığınızdan gafil değildir. Ve onlara de ki “Allah’a hamdolsun, O size yakında ayetlerini gösterecektir va’ad ettiklerini gerçekleştirecektir, siz de onları tanıyıp daha önce haber verildiğini hatırlayıp bileceksiniz.” Senin Rabbin, yaptıklarınızdan ve yapacaklarınızdan gafil yine de ki “Tüm eksiksiz övgüler Allah'a aittir. O size ayetlerini gösterecek ve siz de onları, hemen bilip anlayacaksınız. Hem Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”“Allah'a hamdolsun. O size dünyada ezici kudretini, mü'minler eliyle başınıza getireceği felâketleri gösterecek, her tarafa duyuracak. Siz de başınıza gelecekleri biliyorsunuz. Rabbin, işlediğiniz amellerden habersiz değildir, mühlet verir, ihmal etmez.” Kur’ân-ı Kerim, 14/ "Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız" de. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz de ki 'Allah'a hamdolsun, O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız.' Senin Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz de ki “ - Allah'a hamd olsun. O, yakında size azab alâmetlerini Bedir savaşında veya kıyamette gösterecektir de, onları tanıyacaksınız Allah tarafından olduklarını anlıyacaksınız. Senin Rabbin bütün yaptıklarınızdan Kureyş kâfirlerinin işlerinden gâfil değildir.”De ki “Bütün hamd ve kemalat, Allah’ındır. O, size ayetlerini gösterecektir. Siz de onları tanıyacaksınız. Ve sahibin olan Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”De ki “Övgü Allah'adır. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”[397][397] Neml sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIV, ki Allaha hamd ola, belgelerin size gösterecektir, onu anlıyacaksınız, Tanrın nederseniz habersiz değil !»Ve yine de ki “Hamd olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir!”91, 92, 93. "Bana emr olundu ki bu beldenin rabbine ’ibâdet ideyim, her şeyin sâhibi olan Allâh bu emri virdi ve emrine münkâd olmaklığım ve insânlara Kur’ân’ı okumaklığım tebliğ idildi. Tarîk-i hidâyete sülûk iden kendi hayrı içün yapar. Dalâletde kalanlara ben yalnız ihtâra me’mûrum. Allâh’a hamd olsun. Kudretinin âsârını gösterecek ve inkâr idemeyeceksiniz." di. Rabbin ânların yapdıklarını bilmez değildir. ** Mushaflarda 93 âyet olarak numaralanan bu sure, Cemil Said Mealinde ba’zı âyetler bölünmek sûretiyle numaralandırıldığından 95 âyet olarak yer alm... Devamı..De ki "Hamd Allah'a mahsustur. O, ayetlerini size gösterecek, siz de onları bileceksiniz." Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.*De ki “Hamd Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”Ve şöyle de Hamd Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız ama artık faydası olmayacaktır. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz ki, "Övgü ALLAH'adır; ayetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin onların yaptığından habersiz değildir."Ve şöyle de Hamd, Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz de ki hamdolsun Allaha o size âyetlerini gösterecek de onları tanıyacaksınız ve rabbın ne yapacağınızdan gafil değilVe de ki “Hamd Allah'adır. Size ayetlerini¹ gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız.” Senin Rabb'in, yaptıklarınızdan habersiz Allaha hamd olsun de. O, size âyetlerini gösterecek de siz de bunları tanıyacaksınız. Rabbin ne yapacağınızdan gaafil de ki “Hamd, Allah'a mahsustur.1 O size âyetlerini yakında gösterecek de onları tanıyacaksınız.” Ve Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir!1“Evet Mabûd-ı bi’l-Hakk ibâdete hakkıyla lâyık olan yalnız o Kadîr-i zü’l-Celâl sonsuz kudret ve celâl sâhibi olduğu gibi, Mahmûd-ı bi’l-ıtlak... Devamı..Deki “Bütün övgüler Allah’a aittir. Allah size ayetlerini gösterecek sonra sizde o ayetleri tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”De ki "Övülmek yalnız Allah’a yaraşır. O size belgelerini gösterecek,siz de bunları tanıyacaksınız. Çünkü benim çalabım sizin bütün işlediklerinizden bilgisiz değildir."De ki — Tanrı/ya hamdolsun ki size kudretinin nişanlarını gösterecek, siz de onları görüp anlayacaksınız [²]. Rabbin, işlediklerinizden gafil değildir.[2] Âhirette türlü türlü azap gösterecek, aklınız başınıza gelecek fakat ne fayda!De ki “Hamd/her türlü övgü Allah’a mahsustur. O ayetlerini size gösterecektir ve siz de onları tanıyacaksınız.” Senin Rabbin, yaptıklarınızdan asla gâfil de ki “ Hamd Allah'a mahsustur. O size ayetlerini gösterecek, böylece siz de onları bilip tanıyacaksınız.” Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan gafil son söz olarak, kıyâmete kadar gelecek tüm insanlığa seslenerek de ki “Hamd olsun Allah’a ki, Kur’an’ın ilâhî kelâm olduğunu ispatlayan delillerini hem dış dünyanızda, hem iç dünyanızda size gösterecek ve siz de onları her defasında görüp tanıyacaksınız!”Unutma; Rabb’in, yaptıklarınızdan asla habersiz de ki -“Hamd olsun Allah’a! Âyetlerini size gösterecek; onları tanıyacaksınız. Senin rabbin, onların işledikkleri şeylerden gâfil değildir”.De ki " Allah, yakında mucizesini gösterecek siz de gerçekle tanışacaksınız. " Allah, yaptıklarınızdan asla habersiz değildir."Ben sizin gibi Rabbimden başka varlıklara şükretmem. Benim Rabbim üstündür. Hikmet sahibidir. Her şeyin en doğrusunu en iyisini bilir. Yerlerin göklerin sahibidir. Bütün rızıkları O verir. Onun için ancak Allah’a şükrederim. Rabbim size söz verdiği bütün delillerini gösterecek. Dünyada yalanladığınız gerçeklerle hesap günü mutlaka tanışacaksınız. Ancak söz verilen hesap günü gerçeklerle tanışmanız, gerçeklere inanmanız sizleri kurtarmayacaktır. Rabbim bütün yaptıklarınızı en iyi şekilde bilendir. Sizler Rabbimden hiç bir şeyi gizleyemezsiniz."De ki “[Hamd] övgü Allah içindir. O, ayetlerini size gösterecektir; siz de onları görüp tanıyacaksınız. [*] Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.”Bu ayet Fussilet 4153 ve Zâriyât 5120-21. ayetlerle birlikte okunmalıdır.Ve onlara “Hamd olsun Allah’a ki O çok yakında âyetlerini size gösterecek, siz de onları görünce tanıyacaksınız.”¹ de. Senin Rabbin, yaptıklarınızdan asla habersiz Yani; Allah, Kur’an’da Müslümanlara vâdettiği yardım ve başarıları çok yakında fiilen size gösterecek, siz de şimdi görmek istemediğiniz hakikatleri... Devamı..Ve yine, de ki “Övgüler olsun Allah’a! Alametleri[nin gerçek olduğunu] size gösterdiğinde [ne iseler] onları tanıyacaksınız”. Ve Rabbin yaptıklarınızdan asla gâfil de ki – Övgülerin tümü Allah’a aittir. Gün gelecek O, size ayetlerini/işaretlerini gösterecek siz de onları hemen tanıyacaksınız. Ve Rabbin yaptıklarınıza karşı asla duyarsız değildir. 35/1, 18/49, 24/61, 58/6Nihayet de ki “Hamd olsun O Allah’a ki, size alamet ve işaretlerini gösterecek; derhal siz de onları tanıyacaksınız.” Ve Rabbin yaptıklarınıza karşı asla kayıtsız de ki Allah'a hamd olsun. O size âyetlerini gösterecektir. Artık onları bileceksinizdir». Ve Rabbin ne işleyeceğinizden gâfil ki “Hamd O Allah'a olsun ki size er-geç alâmetlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir. ” [41, 53]Ve de ki "Allah'a hamdolsun, O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız." Rabbin, yaptıklarınızdan gafil di ki "Allâh'a hamd ve senâ iderim. Size karîben âyetlerini gösterecekdir. Ve siz de onları anlayub va'd olunan şeyleri bileceksiniz. Ve rabbin onların işledikleri şeylerden gâfil de şunu söyle; “Her şeyi güzel yapmak Allah’a mahsustur. O size belgelerini gösterecek ve onları tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.”Ve de ki-Hamd Allah'a aittir. O, size ayetlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil de ki Hamd olsun Allah'a; O size âyetlerini gösterecek, siz de onu tanıyacaksınız. Rabbin, sizin yaptıklarınızdan habersiz şöyle yakar "Hamd olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir."daħı eyit “sipās ögmek Tañrı’nuñdur.” tįz göstere size nişānlarını pes bilesiz anları. daħı degül çalabuñ ġāfil andan kim eyit yā Muḥammed Şükr Tañrıya, size gösterecekdür āyetlerini. Pesanı bileçeksiz. Tañrı Taālā ġāfil degüldür anlar işledügi de “Həmd olsun Allaha! O Öz ayələrini qüdrət nişanələrini sizə göstərəcək, siz də onları görüb tanıyacaqsınız. Rəbbin etdiyiniz əməllərdən Məkkə müşrikləri və kafirlərin gördüyü işlərdən əsla xəbərsiz deyildir!”And say Praise be to Allah who will show you His portents so that ye shall know them. And thy Lord is not unaware of what ye mortals say "Praise be to Allah, Who will soon show you3324 His Signs, so that ye shall know them"; and thy Lord is not unmindful of all that ye do.33253324 In a few years after that, many wonderful things happened that removed the doubts of the doubters and confirmed the faith of the Believers. They ... Devamı..
KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA KUR’ÂNIMIZ Kuran Meali ve Tefsiri Neml Suresi 39. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri Neml Suresi 39. ayeti ne anlatıyor? Neml Suresi 39. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Neml Suresi 39. Ayetinin Arapçasıقَالَ عِفْر۪يتٌ مِنَ الْجِنِّ اَنَا۬ اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ تَقُومَ مِنْ مَقَامِكَۚ وَاِنّ۪ي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ اَم۪ينٌ Neml Suresi 39. Ayetinin Meali AnlamıCinlerden bir ifrit “Ben, daha sen makâmından kalkmadan önce onu sana getiririm. Çünkü ben gerçekten bu konuda çok kuvvetli, güvenilir biriyim” Suresi 39. Ayetinin TefsiriHz. Süleyman bu jestiyle Belkıs’ın kalbine tesir edip onu Allah’a iman ve itaate yaklaştırmayı hesaplıyordu. Cinlerden bir “ifrit” yani son derece akıllı ve kuvvetli olan bir cin, tahtı Hz. Süleyman oturduğu makâmından kalkmadan önce getirebileceğini söyledi. Bunu mutlaka yapabilecek kuvvet ve ona zarar vermeyecek bir güvenilirliğe sahip olduğunu ilâve etti. Ancak belirtilen bu zaman dilimi Hz. Süleyman’a uzun geldi. İşin bundan daha kısa bir müddet içerisinde tamamlanmasını arzu etti. Çünkü tebaası arasında bu işi yüzünün akıyla başarabilecek istidatta kişilerin bulunabileceğini biliyordu. Gerçekten de katında kitaptan hususi bir bilgi olan bir kişi, henüz Hz. Süleyman gözünü kıpırdatmadan tahtı getirip, onun hemen yanı başına yerleştiriverdi. Söylemesi ile tahtın gelmesi bir oldu. Kur’an, tahtı getiren kişinin kimliğini ve bilgi aldığı kitabın ne olduğunu gizlediği için, bununla alakalı tartışmaların sağlayacağı bir faydanın olmadığını düşünüyoruz. Esas üzerinde düşünülmesi gereken, kocaman tahtın o dönemin ilmî ve teknik şartları içerisinde saniyeden daha kısa bir süre içinde 2000 km’den daha uzun bir mesafeden getirebilmiş olmasıdır. Şüphesiz mûcize veya kerâmet olarak kabul edilen bu hâdisenin, günümüzde elektronik yollarla ses ve görüntü naklinden sonra ışınlama yöntemiyle eşya nakli üzerinde çalışan bilim dünyasına açık bir ufuk gösterdiği ve onların önüne yüksek bir çıta koyduğu anlaşılmaktadır. İkinci olarak üzerinde düşünülmesi gereken nokta, tasarrufu altında gerçekleşen böyle hârikulâde bir olay karşısında Hz. Süleyman’ın sergilediği kulluk anlayışıdır. O, Allah’ı çok iyi tanıyor ve bütün nimetlerin O’ndan olduğunu biliyordu. Bunun bir imtihan olduğunu, Allah’ın kullarını zâhiren şer gibi gözüken şeylerle imtihan ettiği gibi, zahiren iyilik gözüken şeylerle de imtihan edebileceğini bk. Enbiyâ’ 21/35, mühim olanın nimete şükrederek imtihanı kazananlardan olmanın gereğini söylüyordu. Nankörlerin ise Allah’a bir zarar veremeyecekleri gibi, kendi istikballerini tehlikeye atmakta olduklarını hatırlatıyordu. Çünkü Allah hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir. O çok yüce, çok cömerttir; ihsan ve ikramı karşılamaya hazırlanan Süleyman bir taraftan melikenin dikkatini öğrenmek, bir taraftan da Allah’ın huzurundaki ebedî saltanatın yanında dünya saltanatının bir değeri olmadığını göstermek üzere küçük bir taktiğe başvurduNeml Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriNeml Suresi 39. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz.
1. Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur’ân’ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. İman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ki o müminler namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler, kalpleri körelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. İşte bunlar, kendileri için oldukça ağır bir azab bulunan kimselerdir, ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Resulüm! Şüphesiz ki bu Kur’ân, sana hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından indirilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Hani Musa, ailesine şöyle demişti Gerçekten ben bir ateş gördüm, gidip size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor ateş getireyim, umarım ki ısınırsınız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah’ım!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Asânı at!» Asâyı atıp onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. Dedik ki Ey Musa korkma! Çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Ancak, kim haksızlık yapar, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben ona karşı da çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Elini koynuna sok; kusursuz bembeyaz çıkacaktır. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine git, çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Bu şekilde âyetlerimiz onların gözleri önüne serilince, Bu apaçık bir sihirdir» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Ve vicdanları bunların doğruluğuna tam bir kanaat getirdiği halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları bile bile inkâr ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Andolsun ki biz, Davud’a ve Süleyman’a bir ilim verdik. Onlar Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a hamd olsun» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Süleyman Davud’a varis olup dedi ki Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden nasip verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleyman’ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada onun tarafından düzenli olarak sevkediliyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Süleyman onun sözüne gülümseyerek dedi ki Ey Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Süleyman Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ya bana mazeretini gösteren apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım, yahut boğazlıyacağım!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Çok geçmeden Hüdhüd gelip Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe’den sana çok doğru ve önemli bir haber getirdim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Gerçekten, onlara Sebelilere hükümdarlık eden, kendisine her türlü imkan verilmiş ve büyük bir tahta sahip olan bir kadınla karşılaştım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmezler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Halbuki O büyük Arş’ın sahibi olan Allah’tan başka tapılacak yoktur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Süleyman Hüdhüd’e dedi ki Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Süleyman’ın mektubunu alan Sebe melikesi Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Mektup Süleyman’dandır, Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla başlamaktadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Bana karşı baş kaldırmayın, teslimiyet göstererek bana gelin diye yazmaktadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Sonra Melike dedi ki Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. Bilirsiniz siz yanımda olmadan hiçbir işi kestirip atmam.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Onlar, şöyle cevap verdiler Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Melike, Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. Herhalde Onlar da böyle yapacaklardır» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ben şimdi onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne gibi bir sonuç ile dönecekler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Elçiler, hediyelerle gelince Süleyman şöyle dedi Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ey elçi Onlara var söyle; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Sonra Süleyman müşavirlerine dedi ki Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike’nin tahtını bana getirebilir?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Cinlerden bir ifrit, Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Kitaptan ilmi olan kimse ise, Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getiririm» dedi. Süleyman onu Melike’nin tahtını yanıbaşına yerleşivermiş görünce, Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin gösterdiği lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstağnidir, çok kerem sahibidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Süleyman devamla dedi ki Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun; getirin bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayanlardan mı olacak?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Melike gelince, Senin tahtın da böyle mi?» dendi. O şöyle cevap verdi Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. O’nu, Allah’tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ona köşke gir!» dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini çekti. Süleyman Bu billurdan yapılmış, şeffaf bir zemindir» dedi. Melike dedi ki Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmiştim. Süleyman’ın maiyyetinde, âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Andolsun ki, Allah’a ibadet edin diye Semud’a da kardeşleri Salih’i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Salih dedi ki Ey benim kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Ne olur Allah’a istiğfar etseniz, belki rahmetine ulaşırdınız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Cevap verdiler Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık.» Salih Size çöken uğursuzluk sebebi Allah katında yazılıdır. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. O şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Allah’a and içerek birbirlerine şöyle dediler Gece ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, ’Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz’ diyelim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. İman edip Allah’a karşı gelmekten sakınanları da kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Lût’u da peygamber olarak kavmine gönderdik. O, kavmine şöyle demişti Göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Siz ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Buna kavminin cevabı sadece Lût ailesini memleketinizden çıkarın; baksanıza onlar bizim yaptıklarımızdan temiz kalmak isteyen insanlarmış!» demelerinden ibaret oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride azaba uğrayanların içinde kalmasını takdir ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Onların üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki, ne kötü idi uyarılanların yağmuru! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Resulüm! de ki Hamd olsun Allah’a, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Onlar mı hayırlı yoksa, gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? Çünkü biz onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirmişizdir. Allah’la beraber başka bir ilâh mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Onlar mı hayırlı yoksa, yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, aralarında nehirler akıtan, onun için sabit dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah’ın yanında başka bir ilâh mı var? Hayır onların çoğu hakikatları bilmiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Onlar mı hayırlı yoksa, kendine yalvardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri yapan mı? Allah’ın yanında başka bir ilâh mı var? Ne kıt düşünüyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Onlar mı hayırlı yoksa, karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin yağmurun önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi? Allah’ın yanında başka bir ilâh mı var? Allah onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Onlar mı hayırlı yoksa, önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? De ki Eğer doğru söylüyorsanız, siz kesin delilinizi getirin haydi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. De ki Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Fakat ahiret hakkında bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir şüphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. İnkârcılar dediler ki Sahi biz ve atalarımız toprak olduktan sonra gerçekten diriltilip çıkarılacak mıyız?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. And olsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. De ki Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Habibim! Onlara karşı mahzun olma, kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü de sıkıntı duyma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Bir de, Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ettiğiniz azab hani, ne zaman?» derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. De ki Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin azabın bir kısmı herhalde yakında ensenize binecektir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Şüphesiz Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir; fakat insanların çoğu şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Rabbin elbette onların sinelerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta Lehv- i mahfuzda bulunmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Haberiniz olsun ki bu Kur’ân, İsrail oğullarına, hakkında ihtilaf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Rabbin şüphesiz, onlar arasında kendi hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ve o halde sen Allah’a güven. Çünkü sen, apaçık hakikatin üzerindesin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Bil ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getirecek değilsin. Ancak gönülden teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir dâbbe» canlı çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaati toplayacağımız gün, artık onlar bir arada tutulup hesap yerine sevkedilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Nihayet oraya geldikleri vakit Allah buyurur Siz benim âyetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi? Yoksa yaptığınız başka neydi?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Yaptıkları haksızlıktan dolayı, o söz gerçekleşmiştir; artık onlar konuşamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattık ve çalışsınlar diye gündüzü apaydınlık yaptık. İman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Sûr’a üfürüldüğü gün Allah’ın diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O’na gelirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Her kim de kötülükle gelirse artık yüzleri ateşte sürtülür. Başka değil ancak yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz.» denir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. De ki Ben ancak her şeyin sahibi olan ve burayı kutlu kılan bu şehrin Mekke’nin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Yine bana müslümanlardan olmam emredildi.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Ve Kur’ân’ı okumam emredildi.» Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki Ben sadece uyarıcılardanım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Ve şöyle de Hamd, Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster
Meal Ayet Arapça وَقُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ سَيُر۪يكُمْ اٰيَاتِه۪ فَتَعْرِفُونَهَاۜ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ Türkçe Okunuşu * Vekuli-lhamdu liAllâhi seyurîkum âyâtihi feta’rifûnehâc vemâ rabbuke biġâfilin ammâ ta’melûne 1. Ömer Çelik Meali De ki “Bütün hamdler Allah’a aittir. O, size varlığının delillerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız.” Rabbin, yaptıklarınızdan asla habersiz değildir! 2. Diyanet Vakfı Meali Ve şöyle de Hamd Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız ama artık faydası olmayacaktır. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir. 3. Diyanet İşleri Eski Meali De ki "Hamd Allah'a mahsustur. O, ayetlerini size gösterecek, siz de onları bileceksiniz." Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali De ki “Hamd Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.” 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ve şöyle de Hamd, Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir. 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali Ve de ki hamdolsun Allaha o size âyetlerini gösterecek de onları tanıyacaksınız ve rabbın ne yapacağınızdan gafil değil 7. Hasan Basri Çantay Meali Ve Allaha hamd olsun de. O, size âyetlerini gösterecek de siz de bunları tanıyacaksınız. Rabbin ne yapacağınızdan gaafil değildir. 8. Hayrat Neşriyat Meali Ve de ki “Hamd, Allah'a mahsustur. O size âyetlerini yakında gösterecek de onları tanıyacaksınız.” Ve Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir! 9. Ali Fikri Yavuz Meali Yine de ki “ - Allah'a hamd olsun. O, yakında size azab alâmetlerini Bedir savaşında veya kıyamette gösterecektir de, onları tanıyacaksınız Allah tarafından olduklarını anlıyacaksınız. Senin Rabbin bütün yaptıklarınızdan Kureyş kâfirlerinin işlerinden gâfil değildir.” 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve de ki Allah'a hamd olsun. O size âyetlerini gösterecektir. Artık onları bileceksinizdir». Ve Rabbin ne işleyeceğinizden gâfil değildir. 11. Ümit Şimşek Meali Yine de ki Hamd olsun Allah'a; O size âyetlerini gösterecek, siz de onu tanıyacaksınız. Rabbin, sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir. 12. Yusuf Ali English Meali And say "Praise be to Allah, Who will soon show you His Signs, so that ye shall know them"; and thy Lord is not unmindful of all that ye do. Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 93. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.
neml suresi 93 ayet fazileti