Kadınların yüzde 30-60’ı hayatları boyunca en az bir cinsel problem yaşarken, erkeklerde bu oran yaşam boyu yüzde 40 gibi ortaya çıkıyor. Cinsel işlev bozuklukları, biyolojik ve psikolojik nedenlere bağlı olarak gelişebiliyor. Cinsel terapist psikolojik cinsel bozukluklarını tedavi edebilmektedir. Cinselİşlev Bozuklukları, Parafililer ve Cinsel Kimlik Durumları; cinsel işlev bozuklukları, parafililer, cinsel yönelim ve kimlik farklılıkları ve nedenleri, cinsel öykü alma ve değerlendirme yöntemleri, ayırıcı tanı yapma, tanı koyma ve temel cinsel terapi müdahaleler/tedavi yaklaşımları ele alınır. 2.Cinsel uyarılma bozuklukları: Kadında cinsel uyarılma bozukluğu, erkekte sertleşme bozukluğu, 3.Orgazm ile ilgili sorunlar: Kadında ve erkekte orgazm bozukluğu, erken boşalma cinsel ilişkide ağrı duyma veya vajinismus cinsel işlev bozuklukları olarak sıralanabilir.” Her 3 kişiden 1’i cinsel işlev bozukluğu yaşıyor Cinsel İşlev Bozuklukları - Prematür Ejakülasyon. 2. Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma) 2.1 Tanım. DSM IV’e göre prekoital , partnerin orgazmından önce (%50), kendi istediğinden önce boşalmasını kontrol edememe (yeterli süre erteleyememe) halidir. Normal-patolojik sınır ayrımının kesin kriterlere dayandırılmamış Bütüncülve Fonksiyonel Cinsel Sağlık Derneği. 9 likes21 talking about this. Cinsel Sağlık Dernekleri Federasyonu (CİSEF) üyesi olan Bütüncül ve Fonksiyonel Cinsel Sağlık Derneği (KÖKEN) 2022 mEqogl. Kadın veya erkek genel olarak cinselliğe karşı ilgi duymaz. Hormonlar, hastalıklar, madde bağımlılığı biyolojik yapı ve işleyişi, kişinin ebeveyn ilişkileri, çift hayatı ilişki, çevre ve kültür, cinsel bilgi eksikliği cinsel boyut ve cinselliği negatif kodlama, hayal dünyasının fakir olması ve fantezi eksikliği biliş, kaçınma davranış, benlik değeri eksikliği, performans kaygısı, psikopatolojiler, yaş kişisel boyut gibi faktörler temel nedenleridir Trudel, 2000. Cinsel uyarılma ve devamında fizyolojik uyarılmanın başlaması için kişinin cinsel istek duyması vakaFatma 32 çocukluğundan belli yorgun olduğunu söylemiştir. 18 yaşında liseyi bitirir ve evlenir. 5 yıl eşinin ailesiyle yaşar, bu sırada bir çocuk dünyaya getirir. Maddi sıkıntılar nedeniyle bir temizlik firmasında çalışmaya başlar. 30 yaşında ikinci çocuğunu dünyaya getirir. Yorgunluğu artar. Genç kızlık döneminde ve evliliğinde cinselliğe karşı hep ilgisiz kalır. Son 2 yıldır cinselliğe hiçbir şekilde ilgi duymaz. Kocası yanına yaklaşınca işi olduğunu söyleyerek kaçınır. Kocası duruma kızar ve “yoksa başka birimi var” diyerek baskı uygular. Fatma kocasından korktuğu için mecburen cinsel ilişkiye girer. Fatma cinsel istek duymaz ve buna bağlı olarak cinsel ve fizyolojik uyarılma olmaz. Dolayısıyla vajina cinsel ilişkiye kendini hazırlamaz yağlanma ve nemlenme yok ve cinsel ilişki sırasında acı hisseder. Çift cinsel terapiste başvurur ve yardım ister. Fatma durumundan rahatsız olduğunu ve kocasının kendisini boşamasından korktuğunu, tedavi olmak için elinden geleni yapmak istediğini dile Fatma’nın cinsel uyarılma grafiği Mavi Çizgi Cinsel uyarılma; Kırmızı Çizgi Fizyolojik uyarılmaCinsel terapi çerçevesinde cinsel istek ele alınırken danışanın motivasyonu öncelikli olarak değerlendirilir. Eşin veya başkalarının zorlamasıyla terapiye gelen danışanlar terapiyi terk etme eğilimi gösterirler. Dolayısıyla terapi sürecinin başarısız olma olasılığı yüksektir. Terapi sürecinin başarılı olması danışana ve ortaya koyduğu motivasyona bağlıdır. Danışanın cinsellikten kaçınma davranışları ortaya koyma olasılığı yüksek olup cinsel ilişki baskısını kaldırmak için cinsel ilişki yasağı konulur. Eş kadın veya erkek danışan talep edene kadar cinsel ilişki talebinde bulunmaz, duygusal etkileşimleri ön plana çıkartır ve cinsel organa dokunmaz. Cinsel içerikli ve partneri aşağılayıcı konuşmalar yapmaz. Dolayısıyla danışan eşin cinsel uyarılmasından dışı ilişki olup olmadığı, uyku, yorgunluk, internet, televizyon bağımlılığı gibi konular sürecinde uyarıcılar ele alınır. Cinsel istek uyarıcıya bağlıdır. Uyarıcı ise çevre, partner ve kişinin kendisi olmak üzere üç alandan birlikte, danışanın yaşam hijyeni, içinde yaşadığı ortam, sosyal çevresi, aktiviteleri, kendi benlik ve vücut algısı, vücudunu duyumlaması, partnerin uyarıcı olarak kodlanması ele olarak zaman geçirme, farklı ortamlara girme, tatile gitme, iletişim teknikleri, pozitif ve negatif duyguları dile getirme gibi konular aşamada cinsel konular terapiye entegre edilir. Cinsle düşünceler ve fanteziler çalışılır. Cinsel konuları ve fantezileri konuşabilme, erotik masaj gibi tekniklere başvurulur. Danışandan talep gelmesi halinde cinsel ilişkiye girilir. Cinsel isteğin aktifleşmesiyle birlikte terapi temel bilgiler dikkate alınarak Fatma’nın terapi süreci tanımlanmıştır. Cinsel uyarılma ve fizyolojik aktivasyon tekrar başlamış ve cinsel ilişki Terapi sonrası Fatma’nın uyarılma grafiği Mavi Çizgi Cinsel Uyarılma; Kırmızı Çizgi Fizyolojik Uyarılma Cinsel işlev bozukluğunun evrensel olarak kabul gören bir tanımı yoktur. Masters ve Johnson cinsel işlev bozukluğunu insan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma ve/veya doyuma orgazm ulaşmada yetmezliğe yol açabilecek herhangi bir aksama olarak tanımlarlar. Yani cinsel yaşamından tatmin olmama ve bunun sürekli olması temel kitabı kabul edilen DSM-IV ise cinsel işlev bozuklukları için cinsel yanıt döngüsünü belirleyen sürecin bozulması ya da cinsel ilişkide ağrı ile karekterizedir. Ve tanı konulmadan önce kişinin cinsel istek beklentiler ve performansına yönelik tutumlarını etkileyebilecek etnik, kültürel, dini ve sosyal yapısı göz önünde İstek BozukluklarıCinsel işlev bozuklukları aşağıdaki gibi Azalmış cinsel istek bozukluğu - Cinsel tiksinti bozukluğuCinsel Uyarılma Bozuklukları- Kadında cinsel uyarılma bozukluğu- Erkekte Sertleşme BozukluğuOrgazmla ilgili bozukluklar- Kadında orgazm yokluğu - Erkekte orgazm yokluğu - Erken BoşalmaCinsel ağrı bozuklukları- Disparoni Cinsel ilişkide ağrı duyma - Vajinismus - Genel tıbbi duruma bağlı cinsel işlev bozukluğuCinsel İşlev Bozuklukları1- Azalmış Cinsel İstek Bozukluğu 2- Cinsel Tiksinti Bozukluğu 3- Erkekte Sertleşme Bozukluğu 4- Retarde ejakulasyon Gecikmiş Boşalma 5- Prematüre ejakulasyon Erken Boşalma 6- DisparoniAzalmış Cinsel İstek BozukluğuSürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmaması ile cinsel istek bozukluğu için tanı koymada aşağıdakilere dikkat etmek - En az 6 ay süreyle tüm cinsel etkinlik sıklığının ayda iki kez ya da daha az olduğunun bildirilmesi,b - Buna eşlik eden, herhangi bir cinsel davranışta bulunmaya yönelik öznel istek kaybı. Cinsel etkinliğe yönelik ilginin azalması, profesyonel yardım arayışı içinde olan çiftlerde en sık rastlanan yakınmalardan biridir. Bu durumda azalmış ya da tamamen kaybolmuş cinsel ilgi, cinsel ilişki kurmaya yönelik girişimleri olanaksız kılar hatta cinsel tiksinti bozukluğu Tiksinti BozukluğuSürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde bir cinsel eş ile genital cinsel ilişki kurmaktan aşırı tiksinti duyma ve bundan tümüyle ya da hemen tümüyle kaçınma olarak tanımlanır. Cinsel tiksinti bozukluğu hem erkeklerde hem kadınlarda görülebilir. Cinsellikten tiksinen birey cinsel ilişkiden sürekli kaçınır. Daha ağır şekillerinde, cinsel etkinliğe yol açabileceği korkusu ile birey, dokunmaktan ve iletişim kurmaktan da kaçınabilir. Cinsel tiksinti bozukluğu tek başına veya diğer cinsel işlev bozuklukları ile birlikte bulunabilir; diğer cinsel işlev bozukluklarının nedeni ya da sonucu olabilir. Erkekte birincil cinsel tiksinti bozukluğu, birincil erektil disfonksiyon ya da retarde ejakulasyon gecikmiş boşalma ile sıklıkla bir arada Sertleşme BozukluğuLoPiccolo, cinsel ilişkiyi gerçekleştirmeye yetecek nitelikte bir setleşmeyi sağlayamama veya bunu sürdürememeyi sertleşmede yetmezlik olarak ve Johnson, 1970' de cinsel ilişkilerinin en az % 75 inde koitusu penisin vajinaya girmesi gerçekleştirebilecek nitelikte ereksiyona sertleşmeye ulaşamayan erkekler için empotans terimini kullandılar. Ayrıca hiç bir zaman koitusu gerçekleştirebilecek nitelikte ereksiyona ulaşamayan ya da bunu sürdüremeyen erkekleri primer birincil empotans, en az bir kez başarılı ilişkide bulunmuş olanları da sekonder sonradan olan empotans olarak 1974' de empotans teriminin yetersizliğini vurgulayarak erektil disfonksiyon sertleşme bozukluğu terimini önerdi. Temel bozukluğun erektil sertleşmeye ait reflekste olduğunu belirterek erektil disfonksiyonu, penisin ereksiyonunu sağlamak için kavernoz sinüslere yeterli kanı pompalayan damarsal vasküler refleks mekanizmanın yetmezliği olarak tanımladı. Aynı zamanda birincil - ikincil ayırımına tam ve durumsal erektil disfonksiyon ayırımını ekledi. Tam erektil disfonksiyonu olanlar hiç bir durumda ve hiç bir eşle sertleşme olmaz. Durumsal sertleşme bozukluğu ise belli durumlarda veya bazı cinsel partnerlerle eş ortaya çıkar .Yaygın olarak kullanılan empotans kavramı, Alman ekolünde Kockott G,1990; Schmidt ve 16 Arentewicz, 1978 erkekte görülen cinsel işlev bozukluklarının tümünü tanımlar. Pek çok yayında ise empotans sertleşme bozukluğu ile eş anlamlı olarak göre sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde yeterli bir ereksiyon Penis sertleşmesi sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe olarak kabul bozukluğunun tanı kriterlerini tekrar gözden Sürekli olarak yada yineleyici bir biçimde yeterli bir sertleşme sağlayamama yada cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe,B- Bu bozukluk belirgin bir sıkıntıya kişiler arası ilişkilerde zorluklara neden Bu cinsel işlev bozukluğu başka bir Eksen I tanısı ile daha iyi açıklanamaz Başka bir cinsel işlev bozukluğu tanısı dışında ve sadece bir maddenin Örn kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç, yada genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir. Retarde ejakulasyon Gecikmiş BoşalmaMasters ve Johnson 1970' de prematüre ejakulasyonun erken boşalmanın karşıtı olarak ejakulatuar yetersizlik ejaculatory incompetence terimini ortaya attılar ve bu bozukluğu ejakulatuar refleksin özel bir engellenmesi sonucunda erkeğin vajina içinde boşalamaması şeklinde tanımladılar . LoPiccolo ejakulatuar yetersizlik terimini eşinin uyarısıyla orgazma ulaşamayan erkekler için kullandı . Maurice ve Guze 1970 her tür cinsel uyarana karşı yaşam boyu orgazm yokluğunu birincil primer orgazmik disfonksiyon, sıklıkla orgazm güçlüğü çeken vakalarda cinsel uyaran türünden bağımsız olarak en az bir orgazm yaşantısı olmasını da durumsal orgazmik bozukluk olarak tanımladılar .DSM-IV de retarde ejakulasyonu karşılayan tanı sınıflaması erkekte orgazm bozukluğudur. Bu sınıflama için tanı ölçütü, yoğunluğu ve süresi yeterli bir cinsel etkinlik sırasında, olağan bir cinsel uyarılma evresi sonrası, sürekli ya da yineleyici bir biçimde orgazmın gecikmesi ya da olmaması şeklinde belirlenmiştir. Prematüre ejakulasyon Erken BoşalmaÇeşitli araştırmacılar tarafından vajinaya girişten ejakulasyona kadar geçen zaman veya penisin vajina içersinde gidiş-geliş sayısı esas alınarak tanımlanmaya çalışıldı . Masters ve Johnson 1970' de prematüre ejakulasyonu; erkeğin, cinsel birleşmelerinin en az % 50 sinde, eşinin orgazma ulaşmasına yetecek kadar boşalmayı geciktirememesi olarak tanımladılar. Kadınların orgazma ulaşma sürelerinde ve orgazm olma oranlarında bireyler arası büyük farklılıklar gözlenmesi bu tanımın kullanılabilirliğini sınırladı . Kaplan'ın belirttiği gibi erken boşalma, vajinaya girişle ejakulasyon arasındaki zaman veya giriş-çıkış sayısı ya da ejakulasyondan önce eşin orgazm olma oranı gibi niceliksel terimlerle tanımlanamaz. Önemli olan ejakulatuar refleks üzerinde istemli denetimin olmaması ve yüksek uyarılma düzeylerine, refleks olarak ejakulasyon ortaya çıkmadan dayanılamamasıdırKısaca Erken Boşalma prematüre ejakulasyon sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, çok az bir uyarılmayla ve kişinin istemesinden önce, vajinaya girme öncesi, girer girmez ya da hemen sonra ejakulasyonun olması şeklinde cinsel ilişki olarak bilinir. Kadınlarda çok yaygın görülmekle birlikte erkeklerde de durumu erkekte ya da kadında cinsel ilişkiye yineleyici bir biçimde ya da sürekli olarak eşlik eden genital ağrı olması şeklinde tanımlar. Kaplan, disparoniye benzer olarak bazı erkeklerde ejakulasyon sırasında ya da ejakulasyondan kısa bir süre sonra şiddetli bir ağrı ortaya çıktığını belirterek bunu, psikojenik ejakulatuar ve post ejakulatuar ağrı sendromu olarak adlandırır. Bu ağrı dakikalarla sınırlı kalabilir ya da günlerce sürebilir. Ağrıya kremaster ve/veya iç genital organların düz kaslarındaki spastik kasılmanın neden olduğu İŞLEV BOZUKLUĞU SIKLIĞITam sıklık bilinmemekle beraber cinsel işlev bozukluklarının çoğunun, özellikle hafif biçimlerinin yaygın olduğuna inanılır. Özellikle ülkemizde yakın zamana kadar tabu olan bu durumların sıklığı hakkında sağlıklı verilerimizin olduğunu söylersek sizi yanıltmış oluruz. Her türlü çalışmanın yapılmış olduğu ABD verilerine ve genel poliklinik pratiğimize dayanarak şunu işlev bozukluğu ile ilgili araştırmalar; cinsel sorunlarla kliniklere başvuran hasta grupları, özel klinik hasta grupları veya gönüllü normaller üzerinde yapılmakta ve sıklık bu araştırmalara dayanmaktadır. Bu nedenle bir çok araştırmacının belirttiği gibi genel toplumda cinsel işlev bozukluğu sıklığına ilişkin uygun veri çiftlerin % 50 sinde cinsel sorun %50 sinin geçici erektil güçlük yaşadığını belirtmiş ve bunun normal cinsel davranış sınırları içinde kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir. Yani bir erkek hayatının her anında yeterli verimli olacak diye bir kayıt cinsel işlev bozukluklarının en sık rastlananı erken boşalmadır. Belki de erkeklerin % 50-60 ı bundan işlev bozuklukları kliniklerine başvuran erkeklerin sıkça yakındıkları bir durumda sertleşme bozukluğudur. Cinsel işlev bozukluğu tedavisi için başvuran erkeklerin %36-40'ında birincil yakınmanın sertleşme bozukluğu olduğunu saptamışlardır .Geçen zaman içinde sertleşme bozukluğundan yakınan erkeklerin tedavi arayışlarında artış olduğu terapisine başvuran erkeklerde erektil disfonksiyon sertleşme bozukluğu oranının %27 cinsel tedavi istemi ile başvuran erkeklerin oranından %36 daha düşük olduğunu saptamışlardır .Yapılan bilimsel çalışmalarla genel popülasyonda erektil disfonksiyon oranı %4-9 arasında bulunmuştur .Erkekte orgazm bozukluğu retarde ejakulasyon daha seyrek görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Klinik çalışmalar, cinsel işlev bozukluğu tedavisi için başvuran vakaların % 3-8' inde bu bozukluğun saptandığını terapisi istemi ile başvuran erkeklerin % 17' sinde orgazm bozukluğu saptanması marital uyum azlığı ile erkekte orgazm bozukluğu arasında ilişki olabileceğini düşündürmekte ve bu bozukluğun psikososyal açıdan önemini ortaya koymaktadır .Özet olarak; klinik gruplarda yapılan araştırmalarda erkekte erektil bozukluk daha sık görülmektedir. Prematüre ejakulasyon ise genel popülasyonda daha yaygın gibi görünmektedir. Erkekte orgazm bozukluğu hem genel popülasyonda hem de klinik gruplarda daha az sıklıktadır .Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi, iki ana başlıkta toplanabilir Bunlar ön planda psikojenik etkenin rol oynadığı ve ön planda organik etkenlerin yer aldığı tedavi yöntemleridir. Ancak bütün cinsel işlev bozuklukları özgül bir tedavi gerektirmez. Bu sorunların pek çoğu yanlış ve eksik bilgilenmeler ve bunlara bağlı “abartılı beklentiler”den kaynaklanmaktadır. Cînsel işlev bozuklukları, uygunsuz çevresel koşullar nedeni ile de ortaya çıkabilir. Evde başkalarının varlığı ya da çocukların, ebeveynin yatak odasına özgürce girip çıkabilmeleri ereksiyon sertleşme sorunlarına yol istekler ve ihtiyaçları ifade etme güçlükleri, erektil işlev bozukluklarının bir diğer nedenidir. Cinsel isteklerinin normal sınırlar içinde olup olmadığı konusunda bireyin kuşkuları da varsa ifade güçlükleri özellikle belirgin olur. Bu sebeple çok yaygın olarak uygulanan oral genital ilişki biçimleri bireye anormal danışmanlık verilerek bu ve benzeri sorunların üstesinden gelmek mümkün olabilir. Danışman bazen ilk kez ifade edilen bir isteğin aracısı konumundadır; bazen de çekinik olan partnere, o ana kadar söylemeye cesaret edemediği isteklerini dile getirmesi yolunda yardımcı olabilir ve var zannedilen bir çok sorunda halledilmiş olabilir. Bu nedenle uyumsuz bir çift psikoterapi içerikli birkaç görüşmeden sonra tamamen Ruhsal etkenlere yönelik tedavilerBu tip tedaviler önceleri marital tedavinin parçası iken giderek bağımsızlaşıp seks terapi cinsel terapi adını aldı. Cinsel terapi günümüzdeki kullanımıyla cinsel sorunları olan çiftlere uygulanan bir tür bilişsel davranış tedavisi olarak kabul edilebilir. Tedavi başarısında, uygulanan yöntemin ve terapistin profesyonel becerisinin olduğu kadar çiftin tedaviye uyumunun, düzelme istek ve çabasının da rolü vardır. Tedavi şekilleri, bireysel psikoterapi, çift tedavisi, grup terapi, kendi kendine yardım programları, minimal terapist kontaktı ile terapi olarak öncesi, psikoseksüel işlev bozukluğunun tedavisi bireysel psikoterapiydi. Klasik psikodinamik teoriye göre seksüel yetersizliğin kökünde erken gelişim dönemi çatışmaları yatar ve cinsel, bozukluk yaygınlaşmış duygusal bozulmanın bir kısmının tedavi edilmesidir. Tedavide, bilinç dışı çatışmaların ortaya çıkarılması, motivasyon, fantezi ve değişik bireyler arası güçlükler üzerinde durulur. Bu yaklaşım cinsel işlev bozukluğunun tedavisini tam olarak sağlayamamış ve sorunun düzelmesi için davranışçı tekniklere ihtiyaç duyulmuştur. Davranışçı yaklaşımlar; çifte yönelik cinsel terapi dual-seks terapi davranış tedavisi, grup tedavisi ve hipnoterapidir. Ayrıca davranışçı tekniklerle psikanalizin birleştirilmesiyle oluşan analitik yönelimli seks terapisi de tedavide uygulanabilmektedirÇifte Yönelik Cinsel Terapi Dual-sex terapiMasters ve Johnson tarafından geliştirilen bir yöntemdir. Bu yöntemde eşlerle ayrı ayrı görüşülür. Bazı araştırıcılar, görüşmecilerin aynı cinsten olmasını yeğlerler. Görüşmede eşlerin her birinin geçmiş cinsel yaşamları, cinsel yaşamdan ve eşlerinden beklentileri, eşleri ile ilişkilerinin özellikleri araştırılır. Çiftin ilişkisinin uyumu, cinsel sorunlarının niteliği ve boyutları, eşlerin beklentilerine uygun bir değişimin gerçekleşebilirliği değerlendirilir. İlk görüşme aşamasından başlayarak tüm tedavi süreci boyunca en önemli güçlük insanların cinsel konuları konuşmakta çektikleri sıkıntıdır. Çifte cinselliğin doğal ve gerekli olduğu, çektikleri sıkıntının olağan ve herkes tarafından yaşanabilecek bir sıkıntı olduğu anlatılır. Ayrıca, cinsellik üzerine konuşma alışkanlığı olmayan kişilerin, sorunlarını tanımlayacak sözcükleri bulamamaları da beklenir. Hastaların sıklıkla kullandıkları “olmadı”, “başarısız oldum”, “normal değildi” gibi tanımlamalar sorunun niteliğine ilişkin hiç bir bilgi içermez. Bu aşamada karşımızdakini sosyokültürel düzeyine uygun ortak bir dil bularak cinsel işlev aşamalarına yönelik ayrıntılı sorular sorar ve sorunu net olarak ön görüşmeler tamamlandıktan sonra terapist cinsel sorunun niteliksel ve niceliksel boyutlarını içeren bir tanımlamasını her iki eş için de yapar. Bütün davranış tedavilerinde olduğu gibi sorun alanları belirlendikten sonra, tedavi hedefleri çiftle birlikte saptanır. Görece kısa bir tedavi olan cinsel terapide, çiftin tedavinin anlamını, basamaklarını ve hedefini kavrayıp paylaşması büyük önem taşır, çiftin tedaviye katılımını arttırır ve direnci azaltır. Kuramsal olarak cinsel terapinin hedefi, davranış değişikliği, bilişsel kognitif yeniden yapılanma ve fizyolojik yanıtın değiştirilmesi olarak tedavi programına ilişkin ayrıntılı bilgi verilir. cinsel ilişkide ve tedavi sürecinde karşılıklı sorumlulukları olduğu ve sonucu kendi katılımı ile çabalarının belirleyeceği anlatılır. Bir tür ön anlaşma yapılarak tedavi sürecinde cinsel yaşamlarına özel bir önem vermeleri, ev uygulamaları için gerekli koşulları sağlamaları davranış tedavilerinde olduğu gibi seks terapide de terapist tedavi sürecinde etkin rol alır. Terapistin yönlendiriciliği tedavinin başlarında daha belirginken tedavi sürecinin sonuna doğru giderek azalır ve terapist danışman konumuna geçer. Çiftin genel ve cinsel iletişimi geliştirilirken bir yandan da özel teknikler öğretilmeye başlanır. Çifte cinsel ilişkinin birleşme ve orgazmdan ibaret mekanik bir olay olmadığını göstermek için cinselliğin odağı cinsel organlardan tüm bedene yayılır. Bu çerçevede bir bakış açısı yerleştirebilmek için beklentileri ve alışılmış hedefleri ortadan kaldıran hatta yasaklayan ödevler verilir. Ev ödevleri duyumsal keşif sensate focus dönemiyle başlar. Çifte cinsel isteğini belli etme, ilişkiyi başlatma, eşinin cinsel isteğini reddetme durumlarına uygun ifade yolları geliştirmeleri için yardım edilir. Eşler arasındaki cinsel yaklaşımlarda esneklik ve değişkenlik sağlanmalıdır. Genelde seks terapinin yapısı hiyerarşik bir duyarsızlaştırma içerir. Bu temel yapı üzerinde her cinsel işlev bozukluğuna özel teknikler öğretilir. Prematür ejakulasyon için Masters Ve Johnson'ın “Squeeze-Sıkıştırma tekniği veya Semans'ın “stop-start, dur-başla” tekniği kullanılır. Kaplan' ın vurguladığı gibi prematür ejakulasyon niceliksel terimlerle tanımlanamaz. Önemli olan süre değil ejakulatuar refleks üzerinde istemli denetim olup olmamasıdır. Ejakulatuar denetim, refleks olarak ejakulasyon ortaya çıkmadan yüksek uyarılma düzeylerinin tolere edilebilmesidir. Tedavi, ejakulasyondan hemen önceki duyumların farkındalığını sağlayarak ejakulasyonu denetlemeyi öğretmeyi amaçlarÇifte Yönelik Cinsel Terapi Dual-sex terapiErektil sorunların tedavisi, performans beklentilerini ve anksiyeteyi azaltmaya ve yeterli cinsel uyarılmayı sağlamaya odaklanmıştır. Ön sevişmenin süresi ve çeşitliliği arttırılır, kadının etkin katılımı sağlanır. Duyumsal keşif sırasında spontan ereksiyonlar ortaya çıktığında bunlar paradoksal olarak sıkıştırma tekniği ile yok edilebilir. Amaç her iki eşin de ereksiyonun oluşabileceğine inanmasının ve güven kazanmasının sağlanması ve ereksiyon olmadan da zevk alabileceklerinin öğretilmesidir. Zor vakalarda bunun için sabah veya uyku ereksiyonu da terapistler, cinsel işlev bozukluğunu öğrenilmiş uyumsuz davranış olarak kabul ederler. Davranışçı yaklaşımlar başlangıçta fobilerin tedavisinde kullanılmaktaydı. Cinsel işlev bozukluğu vakaları da cinsel ilişki fobisi olan hastalar olarak teknikler kullanılarak, hastada anksiyete yaratan durumlar hiyerarşik bir düzen içinde sıralanır. Standart bir sistematik duyarsızlaştırma programı izlenerek hastanın anksiyetenin üstesinden gelmesi program, anksiyete doğuran öğrenilmiş yanıtın, anksiyete karşıtı cesaret verici davranışlarla engellenmesi esasına dayanır. Tedaviye en az anksiyete uyandıran durumun hayal edilmesi ile başlanır ve adım adım en fazla anksiyete uyandıran duruma ulaşılır. Hastanın cinsel ihtiyaçlarını korkmadan ve açıkça ifade etmesi açısından destekleyici yaklaşımların kullanılması da faydalıdır. Hastanın evde uygulamasına yönelik cinsel etkinlik ödevleri verilebilir ve geçmişte en çok hoşlanılan ve başarıyla uygulanan etkinlikler en yukarıda yer almak üzere hiyerarşik bir düzen cinsel partnerinin duyarsızlaştırma programına katılımı ile tedavi şekli biraz değiştirilebilir. Bu durumda,hastanın tedavi seanslarında elde ettiği kazançları evde cinsel etkinliğe dönüştürmesine yardım edebilecek işbirliği yapan bir partnere gerek tedavisiGrup tedavi yöntemleri,cinsel bozukluğu olan hastalarda hem intrapsişik hem de bireyler arası sorunları araştırmak için kullanılmaktadır. Terapi grubu belli cinsel sorunlar hakkında suçluluk, sıkıntı ve utanç duyan hastalar için kuvvetli bir destek sağlar. Böyle bir oturum cinsel mitlerin engellenmesi, yanlış kavramların düzeltilmesi ve cinsel anatomi,fizyoloji ve davranış şekillerine yönelik doğru bilgilerin sağlanması açısından bozuklukların tedavisine yönelik gruplar bir kaç şekilde oluşturulabilir. Grup üyelerinin hepsi aynı cinsel sorunu paylaşabilirler;cinsiyetleri aynı, cinsel sorunları farklı üyeler olabilirler;ya da gruplar farklı cinsel sorunları olan kadın ve erkeklerden oluşabilir. Grup terapisi birincil tedavi şekli olabilir veya diğer tedavi şekillerine ek olarak başarı ile uygulanması ile hasta , benlik saygısını azaltan ve psikolojik dengeyi bozan cinsel işlev bozukluğunun üstesinden gelebilir. Başlangıçta nonhipnotik seanslar yardımı ile güvenli bir doktor hasta ilişkisi kurulur, hasta açısından fıziksel ve psikolojik rahatlama sağlanır ve karşılıklı olarak tedavi hedefleri belirlenir. Bu süre içinde terapist hastanın trans kapasitesini değerlendirir. Nonhipnotik seanslar klinisyene, hipnoterapiye başlamadan önce ayrıntılı bir psikiyatrik öykü alma ve mental durum değerlendirmesi yapma fırsatı da verir. Tedavinin odak noktasını semptomun giderilmesi ve davranış değişiklikleri oluşturur. Trans durumundaki hasta,her zamanki gerçeklik algısı ile uyumlu olmayan düşünceleri benimsemeye eğilimlidir. Hastaya, anksiyete doğuran durumla başa çıkabilmesi için alternatif yollar gösterilir. Hipnoz altında davranışçı,bilişsel teknikler uygulanır. Analitik yönelimli cinsel terapiPsikodinamik ve psikanalitik yönelimli psikoterapi ile birlikte cinsel terapinin uygulanması, cinsel işlev bozukluklarına eşlik eden psikopatolojisi olan hastaların tedavisinde kullanılabilecek en etkin yöntemlerden biridir. Bu tedavi yöntemi,azalmış cinsel istek bozukluğu olan hastalar için de uygundur. İç görü-yönelimli terapi,sıklıkla sorunun kökünde yatan intrapsişik çatışmalar ya da bireyler arası ilişkilerdeki sorunlarla başa çıkmada hastaya yardımcı etkenlere yönelik tedaviOrganik kökenli cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde amaç esas hastalığın tedavisi olmakla birlikte cinsel sorunların sadece küçük bir kısmı bu yolla düzelebilir. Bu sebeple penis protez cerrahisi, intrakavernöz enjeksiyon tedavisi gibi özel tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Altta yatan nedene bağlı olarak damar cerrahisi de tedavide kullanılmaktadır. 16İntrakavernöz enjeksiyon tedavisiVazo aktif maddelerin corpus cavernosum'a tanı amacı ile enjeksiyonu sonucunda geliştirilmiştir. Son yıllarda Papaverin, Fenoksibenzamin, Prostaglandin E ve bu maddelerin karışımı tedavi amacı ile de kullanılmaktadır. İlaca bağlı olarak enjeksiyondan bir kaç dakika sonra ortaya çıkan ve yarım saat kadar süren ereksiyon yanıtı oluşur. Birincil endikasyonu Esas kullanım alanı, penis kanlanmasında bozulmaya neden olan nörojenik ve vaskülerözellikle arteriyel hastalıkların yol açtığı erektil disfonksiyonlardır. Enjeksiyon yöntemi öğretilerek hastanın tedaviyi kendi kendine uygulaması sağlanabilir. Komplikasyonlar nadir gibi gözükse de priapizm gelişebileceğinden oldukça düşündürücüdür. Daha uzun sürede ortaya çıkabilecek bir başka yan etki de corpus cavernosumda oluşabilecek fıbrotik değişikliklerdir. Yakın zamanda yeni bir endikasyon alanı olarak psişik kaynaklı kronik erektil disfonksiyon üzerinde tartışılmaktadır. Bunun kuramsal temeli, enjeksiyonlar yardımı ile performans anksiyetesine bağlı olarak gelişen kısır döngünün kırılabileceği görüşüdür. Yavaş yavaş arttırılan enjeksiyon miktarı ile hastanın ereksiyon oluşabileceğine dair kaybolan güveni yeniden Cerrahisi GirişimleriYıllardan beri uygulanmaktadır. Alt ekstremitelerdeki iskemik hastalıklar nedeniyle aorta-iliac damarlarda yapılan ameliyatlardan etkileyici sonuçlar alınmaktadır. Endarterektomilerden sonra hem iskemik belirtilerde hem de cinsel işlev bozukluklarında düzelmeler gözlenmektedir. Bu girişimler damar cerrahisinde rutin olarak uygulanan işlemlerdir. Buna karşın penil damar anastomozları örneğin Arteria epigastrica inferior ile Arteria dorsalis penis arasında gibi cerrahi girişimler sadece bazı özel merkezlerde cerrahisiErkeklerde görülen cinsel işlev bozukluklarında kullanılan en eski cerrahi tedavi şeklidir. Son zamanlarda yarı sert,eğilebilir,şişirilebilir protezler geliştirilmiştir. Eskiden organik kökenli, geri dönüşümsüz bütün erektil disfonksiyonlar bu yöntemin endikasyon alanı içerisindeydi. Gelişen intrakavernöz enjeksiyon tedavisi ve damar cerrahisi yöntemleri sayesinde penis protezlerinin endikasyon alanı daralarak yakın bir gelecekte corpus cavernosum'un geri dönüşümsüz hasarına yol açan travmatik penis yaralanmaları ile sınırlı cerrahisi ve intrakavernöz enjeksiyon tedavisi ile yapay ereksiyonlar elde edilmektedir. Bazı hastaların cinsel partnerleri ,özellikle bu konuda önceden bilgilendirilmemiş iseler bu yapay cinselliği reddetmektedir. Bu nedenle enjeksiyon tedavisi ya da protez uygulanması düşünülen hastaların eşlerine mutlaka danışmanlık verilmelidir. Cinselliğin tanımı cinsiyete, kişisel inanç kalıplarına ve içinde bulunulan kültüre göre farklılık göstermekle birlikte cinsellik, erkeklik ve dişilik olarak canlı varlıkların cinsel özelliklerinin tümü olarak tanımlanabilir. Cinsel sağlık, genel sağlığın önemli bir parçasıdır. Cinsel sağlığın bozulması sadece fiziksel sağlığı etkilememekte, ruhsal sağlığın ve sosyal sağlığın da bozulmasına yol açabilmektedir. Cinsel işlev bozukluklarıCİB Dünya Sağlık Örgütü tarafından, "bireyin umduğu cinsel ilişkiyi yaşayamaması durumu " olarak tanımlanmaktadır. Yapılan araştırmalar, kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın her üç kişiden en az birinin, yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. CİB’ in ortaya çıkmasında ve sürmesinde fiziksel etkenler rol oynayabileceği gibi, genellikle birçok psikososyal ve kültürel etken birlikte rol oynar. Bunlar; bireylerin cinsel konulardaki yetersiz bilgisi, yanlış ya da abartılı kaynaklardan bilgilendirilmeleri, kültürel norm ve tabular, dini inançlar, geçmiş travmatik yaşantılar, eş çatışmaları, psikiyatrik ya da fizyolojik rahatsızlıklar olabilir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde iyi alınmış bir cinsel öykü, doğru tanı ve değerlendirme için en önemli unsurdur. Dolayısıyla cinsel terapilerde, bireylerin öncelikle yaşadıkları durumu tanımlamaları, duygularını anlamlandırmaları, kendilerini rahatça ifade edebilmeleri sağlanır. Bu noktada çiftin konuşmaktan utandığı, çekindiği, geçiştirdiği, atladığı ya da aklına getirmediği alanlar uzman tarafından araştırılır ve cinsel alandaki soru ve sorunları üzerine konuşabilmesi için çift cesaretlendirilir. Cinsel terapinin temel hedeflerinden biri de cinsellik ve cinsel sorunlar hakkında konuşurken bireylerin rahat, doğal ve güvenli hissetmelerini sağlamaktır. Böyle bir ortamda sorununu dile getiren kişilere doğru tanı eşliğinde gerekli cinsel bilgilendirmeler yapıldıktan sonra çoğunlukla bireylerin sorunlarının çözümüne dair motivasyonları ve tedavi sürecine uyumları artmakta ve tedavileri gerçekleşmektedir. Cinsel tedaviler çift olarak yürütülür ve tedavideki ana hedef cinsel işlevi geri kazandırmanın ötesinde çiftin doyumlu bir cinsel yaşama sahip olmasına imkân sağlamaktır. Cinsel İşlev Bozuklukları aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır Cinsel İstek Bozuklukları - Cinsel İstekte Azalma Hipoaktif Cinsel İstek Bozukluğu - Cinsellikten Tiksinti Duyma Bozukluğu Cinsel Uyarılma Bozuklukları - Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu - Erkekte Sertleşme Bozukluğu Orgazmla İlgili Bozukluklar - Kadında Orgazm Bozukluğu - Erkekte Orgazm Bozukluğu - Prematür Ejakülasyon Erken Boşalma Cinsel Ağrı Bozuklukları - Disparoni Cinsel İlişkide Ağrı Duyma - Genel Tıbbi Duruma Bağlı Cinsel İşlev Bozukluğu İLETİŞİM Zeytinlik Mahallesi Yakut SokakŞevket Bey Apartmanı / İSTANBUL Adres Açıklaması Merkezimiz Bakırköy Meydan'a ve Capacity Alışveriş Merkezi'ne yakındır. Anadolu yakasıdan gelmek isteyen danışanlarımız Marmaray'ı kullanarak merkezimize rahatlıkla ulaşabilir. 02126605135 VAJİNİSMUSPerine kaslarının bilinçdışı, istem dışı, refleks kasılmasına bağlı olarak vajinaya girişe izin vermeme durumudur. Kadın vajinaya girişi tehlike olarak algılar ve buna bağlı olarak korkar. Bu sürece fizyolojik tepkiler eşlik eder. Kalp atış ve nefes ritmi artar. Lokal olarak perine kasları ve vajina kasılır, vajinaya girişe izin vermez. Kadın bacakların bir birine yaklaştırır ve basenini arkaya çeker. Kendini koruma pozisyonuna alır ve vajinaya girişe izin vermez. Vajinusmus fobi olarak tanımlanır ve fobilere uygulanan tedavi teknikleriyle kişiye özgü ele aşamada kadına korkuya hakkı olduğu ve korku karşısında refleks davranışların olabileceği anlatılarak korkusunu ve refleksini sahiplenmesi sağlanır. Korkuyla baş edebilmesi için gerçeklik terapisi teknikleri kullanılır. Bilişsel-davranışçı terapi çerçevesinde sistematik duyarsızlaştırma ve bilişsel yapılandırma teknikleri kullanılır. Danışanın kendi vücudunu ve vajinasını tanıması ve sahiplenmesi egzersizleri ve penisi vajinaya kabul etme ile terapi süreci VakaKader, 3 yıldır evli olup cinsel ilişki yaşamamıştır. Çocukluğundan itibaren, annesi erkeklere dikkat etmesi ve kendini koruması gerektiğini söylemiştir. Eşi iyi eğitim almış, kadınlara saygılı ve çevresinde kibarlığıyla tanınan bir erkektir. Kader gerdek gecesi çok aşırı kaygılanmış ve vajinaya girişe izin vermemiştir. Eşi Kader'i üzmemek için 3 yıl cinsel ilişki talebinde bulunmamıştır. Kader “hep kendimi korumaya şartlandım, şimdi kendimi bırakamıyorum, hem de acı çekeceğimden korkuyorum” demiştir. Yukarıda aktardığımız temel bilgiler dikkate alınarak Kader’in vajinusmusu ele alınmış, Kader vajinaya girişe izin vermiş ve terapi 10. seansta sonuçlanmıştır. ERKEN BOŞALMA Erken boşalma temel olarak erkek ve partnerinin istediği zamandan önce boşalma durumu olarak tanımlanır de Carufel, 2008. Temel işlevsel nedeni bireyin cinsel uyarılmayı yönetememesidir. Genel olarak ön sevişme ve vajinaya giriş veya girişten hemen sonra boşalma vakaAli’nin 35 eşi cinsel birleşmede orgazm olamadığını ve cinsel birleşmeyi orgazmla bitirmek istediğini söyler. Karısını orgazma ulaştıramadığını anlayan Ali cinsel terapiste başvurur. Evliliğinin başından itibaren çok hızlı uyarıldığını, aldığı hazzın hemen doruk noktaya çıktığını, ön sevişmeye 3-5 dakika kadar zaman ayırdığını ve vajinaya girerken veya girdikten birkaç saniye sonra hemen boşaldığını anlatır. Ali’nin cinsel uyarılma süreci, de Carufel’in 2008, M&J 1966 erkek uyarılma evreleri dikkate alınarak analiz edilmiştir. Bunlar 1 başlangıç, 2 plato, 3 boşalma bölgesine giriş, 4 orgazm-boşalma terapist erken boşalma tanısı koyar ve seksofonksiyonel terapi tekniklerine temel objektif boşalma refleksini geciktirme, yani cinsel uyarılmayı yönetebilme becerisi terapi yapılandırılmış 12 seanslık bir terapi programı sunar. Bu terapi programında her seans temel olarak cinsel bilgilendirme, vücudu kullanarak cinsel gerilimi düşürme egzersizleri ve ev ödevleri terapi çerçevesinde Ali’nin erken boşalma sorunu ele alınmıştır. Ali düşük uyarılma seviyesinde vajinaya girmeyi, mola vererek cinsel gerilimi düşürmeyi, vücudunu en az gerginlikte tutmayı ve gerginliği düşürme tekniklerini cinselliğe entegre etmeyi öğrenmiştir. Ali ve eşi ön sevişme süresini 20 dakikaya, vajinada kalma süresini 10 dakikaya kadar uzatmayı başarmışlardır. Eşi orgazma ulaşmıştır. Çift hayatında cinsel beklentilere bağlı rahatlama olmuştur. KADIN VE ERKEKLERDE İSTEK BOZUKLUĞUKadın veya erkek genel olarak cinselliğe karşı ilgi duymaz. Hormonlar, hastalıklar, madde bağımlılığı biyolojik yapı ve işleyişi, kişinin ebeveyn ilişkileri, çift hayatı ilişki, çevre ve kültür, cinsel bilgi eksikliği cinsel boyut ve cinselliği negatif kodlama, hayal dünyasının fakir olması ve fantezi eksikliği biliş, kaçınma davranış, benlik değeri eksikliği, performans kaygısı, psikopatolojiler, yaş kişisel boyut gibi faktörler temel nedenleridir Trudel, 2000. Cinsel uyarılma ve devamında fizyolojik uyarılmanın başlaması için kişinin cinsel istek duyması gerekir. Örnek vakaFatma 32 çocukluğundan belli yorgun olduğunu söylemiştir. 18 yaşında liseyi bitirir ve evlenir. 5 yıl eşinin ailesiyle yaşar, bu sırada bir çocuk dünyaya getirir. Maddi sıkıntılar nedeniyle bir temizlik firmasında çalışmaya başlar. 30 yaşında ikinci çocuğunu dünyaya getirir. Yorgunluğu artar. Genç kızlık döneminde ve evliliğinde cinselliğe karşı hep ilgisiz kalır. Son 2 yıldır cinselliğe hiçbir şekilde ilgi duymaz. Kocası yanına yaklaşınca işi olduğunu söyleyerek kaçınır. Kocası duruma kızar ve “yoksa başka birimi var” diyerek baskı uygular. Fatma kocasından korktuğu için mecburen cinsel ilişkiye girer. Fatma cinsel istek duymaz ve buna bağlı olarak cinsel ve fizyolojik uyarılma olmaz. Dolayısıyla vajina cinsel ilişkiye kendini hazırlamaz yağlanma ve nemlenme yok ve cinsel ilişki sırasında acı hisseder. Çift cinsel terapiste başvurur ve yardım ister. Fatma durumundan rahatsız olduğunu ve kocasının kendisini boşamasından korktuğunu, tedavi olmak için elinden geleni yapmak istediğini dile terapi çerçevesinde cinsel istek ele alınırken danışanın motivasyonu öncelikli olarak değerlendirilir. Eşin veya başkalarının zorlamasıyla terapiye gelen danışanlar terapiyi terk etme eğilimi gösterirler. Dolayısıyla terapi sürecinin başarısız olma olasılığı yüksektir. Terapi sürecinin başarılı olması danışana ve ortaya koyduğu motivasyona bağlıdır. Danışanın cinsellikten kaçınma davranışları ortaya koyma olasılığı yüksek olup cinsel ilişki baskısını kaldırmak için cinsel ilişki yasağı konulur. Eş kadın veya erkek danışan talep edene kadar cinsel ilişki talebinde bulunmaz, duygusal etkileşimleri ön plana çıkartır ve cinsel organa dokunmaz. Cinsel içerikli ve partneri aşağılayıcı konuşmalar yapmaz. Dolayısıyla danışan eşin cinsel uyarılmasından dışı ilişki olup olmadığı, uyku, yorgunluk, internet, televizyon bağımlılığı gibi konular çalışılır. Terapi sürecinde uyarıcılar ele alınır. Cinsel istek uyarıcıya bağlıdır. Uyarıcı ise çevre, partner ve kişinin kendisi olmak üzere üç alandan birlikte, danışanın yaşam hijyeni, içinde yaşadığı ortam, sosyal çevresi, aktiviteleri, kendi benlik ve vücut algısı, vücudunu duyumlaması, partnerin uyarıcı olarak kodlanması ele olarak zaman geçirme, farklı ortamlara girme, tatile gitme, iletişim teknikleri, pozitif ve negatif duyguları dile getirme gibi konular işlenir. Son aşamada cinsel konular terapiye entegre edilir. Cinsle düşünceler ve fanteziler çalışılır. Cinsel konuları ve fantezileri konuşabilme, erotik masaj gibi tekniklere başvurulur. Danışandan talep gelmesi halinde cinsel ilişkiye girilir. Cinsel isteğin aktifleşmesiyle birlikte terapi sonlandırılır. Bu temel bilgiler dikkate alınarak Fatma’nın terapi süreci tanımlanmıştır. Cinsel uyarılma ve fizyolojik aktivasyon tekrar başlamış ve cinsel ilişki Kullanılan isimler gerçek danışan isimleri değildir. Hayali isimler TERAPİ ENSTİTÜSÜ Orgazm, çeşitli fiziksel ve psikolojik cinsel uyaranlar sonucu beynin harekete geçmesi ve bazı hormon mekanizmalarının etkisiyle, hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan, “geçici şuur bulanıklığı”, “kontrol kaybı duygusu” ve istem dışı ritmik vajinal kasılmaların yanında tüm bedende güçlü kasılmaların yaşandığı “yoğun bir boşalma” olarak tanımlanabilir. Boşalma ise cinsel ilişkilerin sonlarına doğru yaşanan kasılmalarla kendini gösteren fiziksel ve bedensel rahatlama olarak tarif edilebilir. Yaklaşık olarak, boşalma 5 ile 10 saniye, orgazm ise 10 ile 15 saniye arası NİÇİN ORGAZM TAKLİDİ YAPAR?Bazı kadınlar, orgazm veya boşalma için geçen süre uzadıkça kendine olan güvenlerini kaybediyor. Dahası, filmlerde gördükleri seks sahnelerini olması gereken bir standart olarak değerlendiriyor. Bu nedenle kadınlar genellikle cinsel ilişkide mutlaka orgazm olmak gerektiği ve yatakta çıkarttığı seslerin erkeğin yaşadığı fiziksel deneyimin yoğunluğunu arttırdığına dair inancıyla ve stres, anksiyete, depresyon, kendi vücudunu beğenmeme, başaramama kaygısı, olumsuz bir sonuçla karşılaşmaktan duyulan endişe, partnerine karşı savunmasız görünmek istememe, cinsel ilişkinin sonunda partner üzerinde pozitif bir izlenim bırakma isteği, yataktaki beceriler konusunda özgüven eksikliği yaşanması, kendini tahrik edip havaya sokma isteği, uyku bozukluğu, erkeğin erken boşalması, orgazmın gerçekleşmemesi ya da orgazma ulaşma süresinin çok uzun olması, cinsel ilişkinin bir an önce sona ermesi isteği gibi nedenlerle orgazm taklidi yapar. Bunun temelinde de erkeğin egosunu tatmin etme arzusu, sorun çıkarmama kararı ve terk edilme kaygısı yatar. Ayrıca çeşitli nedenlerle orgazm olamayan kadın, partnerini memnun etmek için orgazm taklidi yapmak zorunda da hisseder. Çünkü cinselliği bir iktidar meselesi olarak abartan ama cinsellik hakkında konuşmayan, daha gelenekçi, katı, tutucu, cinsel tabuları olan erkeği tatmin etmek zordur ve “Orgazm olamıyorum” demek çoğu zaman kaybetme korkusuna davetiye çıkartmak anlamına gelir. MUTSUZLUK SEBEBİCinsellikte kadının orgazm olmaması ve orgazm taklidi yapmasının süreklilik göstermesi, hem kendisi hem partneri hem de ilişkileri açısından sorunlar doğurur. Kadın kendini cinsel açıdan yetersiz hissetmeye, cinsel özgüvenini kaybetmeye başlar ve zamanla cinsel soğukluk, depresyon, öfke, hırçınlık, mutsuzluk gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Kadının orgazm taklidi yaptığını fark eden partneri, artık her defasında orgazm taklidi yapıp yapmadığını düşünmeye başlar. Bu durumda erkeklerde başaramama korkusu adını verdiğimiz performans anksiyetesine neden olabilir. Cinsellikte yaşanan sorunlar ilişkinin duygusal boyutunu olumsuz etkileyerek mutsuzluğa neden YAPMAK GEREKİYOR? Orgazm olabilmek için kadınlar öncelikle cinsellikten zevk almayı istemeli, buna kendilerini layık bulmalı ve zevk almaya odaklanmalılar. Cinselliği bir tabu olarak görmeden her yönüyle öğrenmeliler. Cinsellik öğrenilebilen bir davranıştır. Cinsellikten zevk alabilmek için önce kendi bedenlerini tanımalı, nelerden zevk aldıklarını keşfetmeliler. Bunun için en iyi yol mastürbasyondur. Cinselliklerini keşfettikten sonra da, cinsel ilişkide kendi istekleri ve zevkleri doğrultusunda partnerlerine yol göstermeliler. Ayrıca cinsel fanteziler kurabilirler veya yardımcı erotik materyaller kullanabilirler.

cinsel işlev bozuklukları vaka örnekleri