VhKK6. Söyleşi Nevzat Çağlar Tüfekçi Etkinliğin amacıyla ilgili TSD Milas Temsilcisi Hüsnü Tevşi ve Yazar Erdal Kara ile görüştük. TÜRKİYE SAKATLAR DERNEĞİ MİLAS TEMSİLCİSİ HÜSNÜ TEVŞİ… Soru “Engellilerimiz için bir kitap yeter” sloganıyla bir stand açtınız. Bunun amacı nedir? Yanıt Bizim projemizin amacı sadece kitap değil. Bu şekilde engellilerin sesini duyurabilmek. Amacımız, Milas’ta kitlenin, bir engelli derneğinin varlığından haberdar olmaları. Milas’ta hiç engelli derneği yoktu. Araştırmalarımız bunun bir ihtiyaç olduğunu gösterdi. Pandemi nedeniyle bugüne kadar etkinliklerimizi yapamadık. Hem derneğimizi tanıtmak hem de derneğimize bir katkısı olsun diye bu kitap standını açtık. İçeriklerinde daha çok engelli sorunlarına değinen, engelliler için bir farkındalık yaratmayı amaçlayan yazar Erdal Kara’nın kitaplarına yer verdik. Kendileri bize yardımcı oldu ve onun kitaplarından oluşan bir stand açtık. S Yazar Erdal Kara, faaliyetlerinizde hep size destek oldu mu? Y Evet genel anlamda bize çok destekleri oldu. Hayata bakışı, engellilere bakışı, öykülerinde engellilere yer verişiyle başlı başına engellilere bir yardımı olmuştur. Dernek olarak bize çok katkıları oldu. Dernek faaliyetlerimizde ve engellilerin sorunlarını anlatılmasında onun bize çok destekleri oldu. Kitaplarını incelediğimde, hedef kitlemiz engellilere yönelik öykülerinin olması, bizim kitleyle buluşmamızda çok yararlı oldu. Dernek şubemizin açılışını pandemi nedeniyle gerçekleştiremedik ama faaliyetlerimize devam ediyoruz. S Toplumun engellilere bakış açısı nedir veya ne olmalı? Y Öncelikle şunu söylüyorum “engelli olabiliriz ama engel görmeyin yeter”. Temel sloganımız bu! Maalesef toplumun engellilere bakış açısı çok farklı. Milas özelinde konuşabilirim. Engellileri yok sayma, toplumsal yaşamda engellileri engel olarak görme; toplumun genelinde var olan sorunlardı. Bu konuda bir duyarsızlık, çok var. Bu etkinliği yapmaktaki amacımız da farkındalığı ortaya çıkarmaktı. İleriki süreçte de yapacağımız projeler var. Engellilerin bu toplumun bir parçası ve gerçekliği olduğunu insanlara tekrar tekrar hatırlatmak istiyoruz. S Kent yaşamında, normal insanların engellilere oluşturduğu engeller nelerdir?Y Bu, saymakla bitmez. Milas özelinde görme engelliler yolu üzerinin esnaflar tarafından işgal edilmesinden tutun, engelli rampalarına araçların park etmesine kadar… Kaldırımların engellilere uygun olmayışından tutun, alışveriş merkezlerine engellilerin giriş-çıkışlarına kadar pek çok sorun karşımıza çıkıyor. Bu konuda çok yetersiziz. Bu alanda gerekli çalışmaları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Birçok noktada engellilere kısıtlama var. Engellilerin erişebilirliği konusunda çok büyük sorunlarımız var. Milas’ta bunun çok örneğini görebiliyoruz. Özellikle kaldırımlarda engelli yollarının tamamen işgal edilişi, araçların park edilmesinden tutun esnafın bu yollar üzerinde tezgâh açmasına kadar çok büyük sıkıntılarımız var engelliler adına… S Kitap satın alma konusunda vatandaşın standa ilgisi nasıl?Y İlgi iyi. İlgiden memnunum. Bu kadar ilgi olacağını tahmin etmiyordum. Toplum olarak okur-yazarlık konusunda bir sıkıntımız var. Çok okuyan bir toplum değiliz maalesef. Kitap standına ilgi beklediğimizin üstünde diyebilirim. Burada satılan kitapların geliri derneğin olacak ve biz bunu engellilerin ihtiyaçlarını karşılamak için kullanacağız. Milas’ta, engelliler derneğine gelen yardım talepleri, beklentimizin çok üstünde. S Nedir bu size gelen engelli talepleri?Y Bir kere geçim konusunda yaşanılan sıkıntılar var. Bakıcı maaşı, engelli maaşı alınıyorsa bu yeterliymiş gibi görünüyor maalesef. Günümüz koşullarında ev kirası, elektrik-su giderleri, zorunlu yaşamsal ihtiyaçları düşündüğünüzde; bu alınan yardımlar çok yetersiz kalıyor. Bize gelen talepler, daha çok ortopedikbedensel engellilerden geliyor. Tekerlekli sandalyeden tutun, erzak ihtiyacına kadar birçok konuda bize talepler geliyor. Bağışçılarımızdan bu konuda destek bekliyoruz. Gelen ihtiyaç taleplerini karşılamakta zorlanıyoruz, hatta üstesinden gelemiyoruz. Bizden çok yardım isteyen engelli vatandaşımız oluyor. Bu, beklediğimizin üstünde. S Yardımları nasıl ulaştırıyorsunuz?Y Biz köprü görevini görüyoruz. İhtiyaç sahipleriyle bağışçıları buluşturuyoruz. Engelli kardeşlerimiz bize ulaşıyorlar. Biz de onları bağışçılarla buluşturup, bu şekilde ihtiyaçların karşılanmasını sağlamış oluyoruz. Milas’ta sosyal haklarından habersiz olan engellilerimiz var. S Ne gibi?Y İki hafta önce karşılaştık. Kadın felçli. Özel rehabilitasyon merkezine ücret ödüyor. Bir engelli raporu alabileceğinden, bu hizmeti ücretsiz olarak alabileceğinden habersiz maalesef. Bize ulaştılar. Biz gerekli yolları gösterdik. Raporlarını aldılar. Şu anda rehabilitasyon merkezinde ücretsiz tedaviye başlayacak… Bazı engelli vatandaşlarımız şu anda, engelli olmaktan kaynaklı yasal hakları nedir, bunu bilmiyorlar. Bir görevimiz de bu konuda engellilerimizi aydınlatmak. Köylere kadar tek tek dolaşıp, kayıt dışı engellileri bulmak, bu vatandaşlarımıza yardımcı olmak, bundan sonraki önemli çalışmalarımız arasında. Edindiğimiz bilgiye göre şu anda Milas’ta 3 Bin’e yakın engelli var. Bunların birçoğu kayıt dışı. Bunları tek tek saptamaya çalışacağız. S Muhtarlara ulaşabildiniz mi?Y Şu anda ulaşamadık ama ulaşmaya çalışacağız. Onların da bizimle diyalog kurmalarını istiyoruz. Burada telefonumuzu verelim ve bizi arasınlar. Köylerindeki engelli vatandaşlara yardımcı olmaya çalışalım. Bu konuda pandemi bizi çok engelliyor. Telefonum 51 95 xxxYAZAR-SENARİST-YÖNETMEN ERDAL KARASoru Engelliler için bir kitap yeter afişi var bunun önünde de bir kitap standı açılmış. Yazar olarak sizin engelliler derneğine katkınızı nasıl olacak? Yanıt Bu sene kurulan Türkiye Sakatlar Derneği Milas Temsilcisi Hüsnü Tevşi, temsilciliği kamuoyuna duyurmak, varlığından insanları haberdar etmek amacıyla bir dizi etkinlik yapmaya karar verdiğini söyledi. Daha önce Karadeniz’de benim yapmış olduğum, “Kitabını Ver, Kitabını Al, Sevgini Al” kampanyaları, Türkiye sakatlar Derneğine verdiğim desteklerden haberdar olduğu için, bir etkinlik başlatma teklifinde bulundu. Bunun adı da “engellilerimiz için bir çay, bir kitap” etkinliğiydi. 14-16 Ekim arasında yapılacak bir etkinlikti. Ben kendi kitaplarımda, engelsiz dediğimiz öyküler, romanlarımız, içeriğinde de engellilere farkındalık yaratacak öykülerin olduğu kitaplarla bir imza etkinliği düşünüldü. Ben de bu etkinliğe okurlarımla buluşarak, okurlarıma kitaplarımı imzalayarak, kitap satışına destekte bulunarak, hem farkındalık yaratmak hem de kamuoyuna bir duyuru yapmaya karar verdik. S Milas Belediyesinin bu etkinliğe katkısı nedir?Y TSD ile bu etkinliği projelendirmeye karar verdik. Bu etkinliğe destek arayışımız oldu. Nerelerden nasıl destek alabiliriz diye araştırdık. Projemizi Belediyeye sunduk. Milas Belediyesi de böyle bir farkındalık yaratma etkinliğinin yanında olacağını söyledi. Böylece biz de etkinliklerimize başlamış olduk. S Vatandaşın standa ilgisi ne durumda?Y Günde belli saatlerde gelerek standta bulunuyorum. Benim bir de öğretmenlik görevim var. Burada olduğum sürelerde, kitap standına ilginin olduğunu görüyorum. Okurlarla sohbet ediyor, onlara kitaplarımı imzalıyorum. 3 Aralık’ta buradaAtapark’ta bir belgesel gösterimi yapmayı, kitapla için imza etkinliği düzenlemeyi düşünüyorduk ama pandemi koşulları nedeniyle bu etkinliğimizi gerçekleştirmememiz pek mümkün görünmüyor. Bu etkinliğimizi 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftasına da ertelemeyi düşünüyoruz.
Sabancı Vakfı'nın desteklediği proje kapsamında yapılan ankette toplumun engellilere bakışı gözler önüne serildi. Toplum yüzde 70'i engelli komşu istemezken, yüzde engellilerin ayrı okullara gitmesini istiyor. Haber Giriş Tarihi 1233 Sabancı Vakfı, Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında Görme Özürlüler Derneği GÖZDER ve Türkiye Kas Hastalıkları Derneği KASDER ortaklığı ile birlikte yürüttüğü proje kapsamında 32 sivil toplum kuruluşu bir araya getirilerek "Ayrımcılığı Önle Platformu" kuruldu. Vakfın hibe verdiği engelli yaklaşımına sahip 14 projeden biri olan "Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platformu" projesi, Türkiye'deki engelli ayrımcılığını ortaya koyan bir araştırmaya imza attı. Engelli Konumlandırma, "Algı ve Ayrımcılık Araştırması", engelli ve engelsiz olmak üzere iki farklı gruba uygulandı. Anket, Türkiye'nin genel demografik yapısını yansıtacak şekilde 9 ilde 241 engelli ve 178 engelsiz kişiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirildi. 'AYRI OKULDA OKUSUNLAR' Anket sonuçlarına göre, toplumun yüzde engelliler için ayrı okullar yapılmasını destekliyor. Ankete göre engelli olmayan vatandaşların yüzde engellilere yönelik özel yapılmış mahalle ya da site projelerine destek vermiyor. Buna sebep olarak engellilerin toplumdan soyutlanmamaları gerektiğini gösteriliyor. ENGELLİ KOMŞU İSTENMİYOR Bununla birlikte toplumun yüzde ortopedik engelli bir komşu istemediğini belirtiyor. Ankete katılan engelsiz bireylerin yüzde engellilerin çalışması gerektiğini belirtirken, yüzde engellilerin evden çalışmasına destek veriyor. EVE KAPANDILAR Engelliler ile yapılan anket sonuçları ise toplum içinde karşılaştıkları zorluklar nedeniyle engellilerin toplumdan kendilerini soyutladıklarını gösteriyor. Engellilerin yüzde engelsiz bireylerin aksine toplumdan ayrı bir şekilde bir arada oturacakları siteler yapılmasına olumlu bakarken, yüzde evden çalışma projelerini destekliyor. Anket, engellilerin sosyal yaşamları ve gündelik hayatta karşılarına çıkan zorluklar konusunda da çarpıcı veriler ortaya koyuyor. Ankete katılan engelli bireylerin yüzde 70'i çalışmazken, büyük bir çoğunluğu ailesi ile birlikte yaşıyor. Engellilerin yüzde boş zamanlarını bilgisayar, yüzde televizyon izleyerek geçiriyor. Engellilerin yüzde yaz tatillerini evlerinde geçiriyor. ULAŞIMDAKİ ENGELLER Ankete katılanların yüzde otobüs duraklarında engelliler için bilgilendirmenin olmadığını, yüzde otobüs, metro ve metrobüse binmede sorun yaşadıklarını söylüyor. AKBULUT AYRIMCILIK YAPILIYOR Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platformu Koordinatörü Süleyman Akbulut, toplumun farkında olmadan ayrımcılık yaptığını belirterek, "Engellilere göre yapılmış okullarda onlara uygun koşullar yaratılacağı düşüncesi bu bakış açısının temelinde yatıyor. Ancak, engellilerin eğitim hakkı, yaşıtlarıyla aynı okullarda ve onları toplumun diğer kesimlerinden ayırmadan kullanılması gereken bir haktır. Kaldı ki, kanunlarımız bütün okulların engellilerin erişimine uygun olma zorunluluğu getirmektedir" dedi. BİLİNÇSİZLİK VE ÖNYARGI "Engelli bireylerin komşu olarak istenmemesinin engelliler hakkındaki bilinçsizlik ve önyargılardan kaynaklandığını" ifade eden Akbulut, şöyle konuştu "Engelli bireylerin komşu olarak istenmemesinde engelliler hakkındaki bilinçsizlik ve önyargılardan kaynaklanan bakış açısı yatıyor. Zira toplumdaki birçok kişi, örneğin zihinsel engelli birinin, kendisine zarar verebileceği ya da gürültü yapabileceği gibi kaygılar besleyebiliyor. Ya da ortopedik engelli kişinin apartmanın görünümünü değiştirecek ya da mali yük getirecek rampa, asansör vb düzenlemeler yaptıracağı için komşu olarak görmek istemeyebiliyor." 'ÇALIŞMAK ENGELLİYİ SOSYALLEŞTİRİR' Engellilerin çalışırken sosyalleştiğine de vurgu yapan Akbulut, "Engelinden dolayı dış mekanlarda çalışmasına imkan olmayan engelliler ve evden çalışmak isteyen engelliler dışındaki her engellinin, bu şekilde yaratılacak bir sektöre yönlendirilmesi de sakıncalar içermektedir. Zira bu şekilde çalışmanın sosyal boyutu gözden kaçırılmış olacaktır. Engelli birey, çalışırken sadece gelir elde etmekle kalmaz, sosyalleşir de" dedi. SABANCI VAKFI'NDEN ENGELLİLERE DESTEK Sabancı Vakfı, Türkiye'deki mevcut durumu, ulusal mevzuatı, uluslararası sözleşmeleri ve Avrupa Birliği düzeyindeki gelişmeleri göz önünde bulundurarak, engellilerin hayatında olumlu yönde kalıcı farklar yaratacak projeleri destekliyor. Vakfın Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında desteklediği engelli yaklaşımına sahip 14 proje. engellilerin topluma daha fazla katılıp, eşit fırsatlardan daha fazla faydalanmalarını amaçlıyor. Sabancı Vakfı, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nin uygulanması için Avrupa Vakıflar Merkezi Engellilerin İnsan Hakları Avrupa Vakıflar Konsorsiyumu'nun tek Türk üyesi konumunda bulunuyor. Vakıf, uluslararası çalışmalar kapsamında ayrıca ABD'de bulunan Perkins Görme Engelliler Okulu ile Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu arasındaki ortak bir öğretmen değişim programını da destekliyor. Sabancı Vakfı tarafından yaptırılan Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi'nde özel gereksinime ihtiyaç duyan çocukların ve gençlerin daha iyi koşullarda bakımlarının yanı sıra iyileştirme ve sosyalleştirme çalışmaları sürdürülürken, Metin Sabancı Okullarında anaokulu ve ilkokul eğitimi veriliyor. Vakıf ayrıca engellilerin eğitimine katkı sağlamak üzere her sene görme, işitme ve ortopedik engelli olan ve üniversite giriş sınavlarında en üst sırada bulunan 5'er öğrenciye burs veriyor.
Sabancı Vakfı'nın desteklediği proje kapsamında yapılan ankette toplumun engellilere bakışı gözler önüne serildi. Toplumun yüzde 70'i engelli komşu istemezken, yüzde engellilerin ayrı okullara gitmesini istiyor. 03 Temmuz 2012 Salı, 1201 Abone Ol Sabancı Vakfı, Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında Görme Özürlüler Derneği GÖZDER ve Türkiye Kas Hastalıkları Derneği KASDER ortaklığı ile birlikte yürüttüğü proje kapsamında 32 sivil toplum kuruluşu bir araya getirilerek “Ayrımcılığı Önle Platformu” hibe verdiği engelli yaklaşımına sahip 14 projeden biri olan “Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platformu” projesi, Türkiye’deki engelli ayrımcılığını ortaya koyan bir araştırmaya imza Konumlandırma, "Algı ve Ayrımcılık Araştırması", engelli ve engelsiz olmak üzere iki Anket, Türkiye’nin genel demografik yapısını yansıtacak şekilde 9 ilde 241 engelli ve 178 engelsiz kişiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirildi.'Ayrı okulda okusunlar'Anket sonuçlarına göre, toplumun yüzde engelliler için ayrı okullar yapılmasını göre engelli olmayan vatandaşların yüzde engellilere yönelik özel yapılmış mahalle ya da site projelerine destek vermiyor. Buna sebep olarak engellilerin toplumdan soyutlanmamaları gerektiğini birlikte toplumun yüzde ortopedik engelli bir komşu istemediğini katılan engelsiz bireylerin yüzde engellilerin çalışması gerektiğini belirtirken, yüzde engellilerin evden çalışmasına destek kapandınlarEngelliler ile yapılan anket sonuçları ise toplum içinde karşılaştıkları zorluklar nedeniyle engellilerin toplumdan kendilerini soyutladıklarını yüzde engelsiz bireylerin aksine toplumdan ayrı bir şekilde bir arada oturacakları siteler yapılmasına olumlu bakarken, yüzde evden çalışma projelerini engellilerin sosyal yaşamları ve gündelik hayatta karşılarına çıkan zorluklar konusunda da çarpıcı veriler ortaya katılan engelli bireylerin yüzde 70’i çalışmazken, büyük bir çoğunluğu ailesi ile birlikte yüzde boş zamanlarını bilgisayar, yüzde televizyon izleyerek yüzde yaz tatillerini evlerinde engellerAnkete katılanların yüzde otobüs duraklarında engelliler için bilgilendirmenin olmadığını, yüzde otobüs, metro ve metrobüse binmede sorun yaşadıklarını söylüyor.'Ayrımcılık yapılıyor'Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platformu Koordinatörü Süleyman Akbulut, toplumun farkında olmadan ayrımcılık yaptığını belirterek, “Engellilere göre yapılmış okullarda onlara uygun koşullar yaratılacağı düşüncesi bu bakış açısının temelinde yatıyor. Ancak, engellilerin eğitim hakkı, yaşıtlarıyla aynı okullarda ve onları toplumun diğer kesimlerinden ayırmadan kullanılması gereken bir haktır. Kaldı ki, kanunlarımız bütün okulların engellilerin erişimine uygun olma zorunluluğu getirmektedir” ve önyargı “Engelli bireylerin komşu olarak istenmemesinin engelliler hakkındaki bilinçsizlik ve önyargılardan kaynaklandığını” ifade eden Akbulut, şöyle konuştu“Engelli bireylerin komşu olarak istenmemesinde engelliler hakkındaki bilinçsizlik ve önyargılardan kaynaklanan bakış açısı yatıyor. Zira toplumdaki birçok kişi, örneğin zihinsel engelli birinin, kendisine zarar verebileceği ya da gürültü yapabileceği gibi kaygılar besleyebiliyor. Ya da ortopedik engelli kişinin apartmanın görünümünü değiştirecek ya da mali yük getirecek rampa, asansör vb düzenlemeler yaptıracağı için komşu olarak görmek istemeyebiliyor.”Engellilerin çalışırken sosyalleştiğine de vurgu yapan Akbulut, “Engelinden dolayı dış mekanlarda çalışmasına imkan olmayan engelliler ve evden çalışmak isteyen engelliler dışındaki her engellinin, bu şekilde yaratılacak bir sektöre yönlendirilmesi de sakıncalar içermektedir. Zira bu şekilde çalışmanın sosyal boyutu gözden kaçırılmış olacaktır. Engelli birey, çalışırken sadece gelir elde etmekle kalmaz, sosyalleşir de” Vakfı'ndan destek Sabancı Vakfı, Türkiye’deki mevcut durumu, ulusal mevzuatı, uluslararası sözleşmeleri ve Avrupa Birliği düzeyindeki gelişmeleri göz önünde bulundurarak, engellilerin hayatında olumlu yönde kalıcı farklar yaratacak projeleri Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında desteklediği engelli yaklaşımına sahip 14 proje. engellilerin topluma daha fazla katılıp, eşit fırsatlardan daha fazla faydalanmalarını Vakfı, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nin uygulanması için Avrupa Vakıflar Merkezi Engellilerin İnsan Hakları Avrupa Vakıflar Konsorsiyumu’nun tek Türk üyesi konumunda uluslararası çalışmalar kapsamında ayrıca ABD’de bulunan Perkins Görme Engelliler Okulu ile Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu arasındaki ortak bir öğretmen değişim programını da Vakfı tarafından yaptırılan Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi’nde özel gereksinime ihtiyaç duyan çocukların ve gençlerin daha iyi koşullarda bakımlarının yanı sıra iyileştirme ve sosyalleştirme çalışmaları sürdürülürken, Metin Sabancı Okullarında anaokulu ve ilkokul eğitimi ayrıca engellilerin eğitimine katkı sağlamak üzere her sene görme, işitme ve ortopedik engelli olan ve üniversite giriş sınavlarında en üst sırada bulunan 5’er öğrenciye burs veriyor. En Çok Okunan Haberler
Gündem \ Hayata Dair Editörler M00NB0W toplumun hemşirelere bakış açısı 14 Eylül 2009 2016 funda*Kapalı toplumun hemşirelere bakış açısı mrblar arkadaşlar,toplumun bakış açısını nedir?Düşüncelerinizi yazar mısınız? 14 Eylül 2009 2018 Uyku_lu Aday Memur tek keimeylekötü 14 Eylül 2009 2018 benzeytinben Kapalı benim aram pek iyi değildir şahsen çünkü iğneleri hep hemşireler yapat ama yokluğuda felakettir 14 Eylül 2009 2024 funda* Kapalı neden kötü uykulu?yanlış bir uygulamaya mı maruz bırakıldınız? 14 Eylül 2009 2024 &digidigi& Yasaklı hepimiz hemşireyiz. 14 Eylül 2009 2026 benzeytinben Kapalı bizim hemşirelere sözüz yok sadece acı anlar tattırırlar 14 Eylül 2009 2028 Uyku_lu Aday Memur toplum hemsireleri sevmez diye biliyorumyanlış mıyım yahudr ları ayarlamaya çalışmalarıyla ünlü olanları da vardır...dr bayanlardan daha bakımlı görünmek icin büyük çaba sarfeder bi kısmı da...yoğun bakım servisinde kendin olmayan hastalara mıdır yoksa duvarlara mıdır o süs bilmem... KAPAT [X] 14 Eylül 2009 2030 benzeytinben Kapalı şahsen ameliyattan kyeni çıkmışım narkoz tam geçmemiş gözümü aralamaya uğraşırken bakımlı güzel bir hemşire en azından biraz moral olur 14 Eylül 2009 2031 cbl-trk Kapalı hiç sevmem 14 Eylül 2009 2033 Uyku_lu Aday Memur cbl ben de 14 Eylül 2009 2038 funda* Kapalı hemşire ayarlamaya çalışan doktorlar da var..ve hemşireler her zaman -abartıya kaçmadan- bakımlı görünmek tertipli..zaten onların işi öncelikli olarak bazıları abartıyor ama her meslek grubunda böylesi maletmemek lazım. ; 14 Eylül 2009 2040 Uyku_lu Aday Memur onların işi öncelikle bakım mıDyuh yani... 14 Eylül 2009 2040 cbl-trk Kapalı keşke sorun o olsa funda 14 Eylül 2009 2041 ismail5665 Daire Başkanı hemşirelerin kocaman iğneleri olur 14 Eylül 2009 2042 benzeytinben Kapalı peki arkadaşlar pasaklı saçı dağınık kıyafetleri kirli bir hemşire görseniz hastalığınız artar be 14 Eylül 2009 2043 cbl-trk Kapalı kocaman iğneleri olur her geelne batırırlar 14 Eylül 2009 2044 Uyku_lu Aday Memur bi ton makyaj yapmasına gerek yok... 14 Eylül 2009 2045 cbl-trk Kapalı iş ahlakı göremedim bazılarında 14 Eylül 2009 2046 çöl gülü Şef gördüğüm hemen hemen çoğu hemşire kendini beğenmiş insanları aşağılayan insanlardı o yuzden çok antipatık gelıyolar banatabı hepsi asal aynı değildr 14 Eylül 2009 2046 suçu_güzel Şef benim kadar güzel değiller 14 Eylül 2009 2105 funda* Kapalı uykulu,sana da hep makyajlı olayı abartan hemşireler denk gelmiş,çok ilginç..kaç yıldır hastanedeyim ağır makyajlı bi hemşire göre gülü,hemşirelerin çoğu serttir,hemşirelik insanı yıpratan zor bir meslek olduğu özellikle hiç yüz vermezler ama işlerini doğru üni mezunuysa artık karizmayı görün. Toplam 115 mesaj 123456 Çok yazılan konularSon heceden kelime bulma oyunuÖzlediğindeKelime OyunuAşırma olan kelime türetmece oyunuKendimize NotSon iki harften kelime türetmeŞarkılar Bizi SöylerRepertuardan14 bin lira gelirim var sizce yatırım yapmak mi yoksa gününü gün edip harcamak miSon iki harften kelime bulma oyunu SÖZLÜKtek tipleşme 1kim milyoner olmak ister 1evrenden gelen mesajlar 1helalleşmek 3nazar boncuğu 1çanta 1uzun hava 2Malazgirt Meydan Muharebesi 1bitti mi 1müfredat 1 Editörün seçimiPromosyonlar güncellenmeliNasıl birikim yapabilirim ? Altın bes vs polise GBT Kemal Kılıçdaroğlu Sınava girmeyin!KPSS iptalinde şunu farkedebildiniz mi?2022 KPSS Yeni BaşvuruGEÇİCİ SIĞINMACI SORUNUNU KİM ÇÖZER ?Ağır hasarlı araç alınır mı Gram Altın 1060 geçerse hedefSüper Lig Tahmin Yarışması 2022/2023 Sezonu Son Dakika HaberlerTHY'den yılın ilk yarısında 737 milyon dolarlık net karBakan Kurum'dan kira ve ev fiyatları açıklamasıBakan Nebati'den Kılıçdaroğlu'na 'otomotivde ÖTV indirimi' yanıtıTOBB Başkanı Arabuluculuk ile devrimsel bir adım atılıyorBendevi Palandöken Elektrik, doğal gaz ve akaryakıtta esnaf tarifesi istiyoruz
Sosyal dışlanma kavramı, ilk olarak 1960’lı yıllarda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Bu süreçte diğerlerine nispeten yoksulları kapsayan bu terim, 1970’li yıllarda bir sosyal sorun olarak tanımlanmıştır. 1974 yılında yayınlanan “Les Exclus Un Francais Sur Dix” “Dışlanmışlar On Fransız’dan Biri” adlı kitapta, soyutlanan kesimin sadece yoksullar olmadığı aynı zamanda zihinsel ve bedensel engelli bireylerin de soyutlandığı belirtilmiş ve bu bireylerin sosyal koruma kapsamına dâhil edilmediği ifade edilmiştir Ergüden, 2008 6. Tarihsel süreçte, engelli bireylerin normal bireylerden farklı olan yönlerini açıklayabilmek amacıyla çeşitli inanç ve düşünce sistemleri geliştirilmiş, ancak geliştirilen inanç ve düşünce sistemlerinde genel anlamda engelli bireyler toplumdan soyutlanma, suçlanma ve cezalandırılmalara maruz kalmıştır Ergüden, 2008 7-8. Bu bağlamda tarih boyunca engelli bireylerin olumsuz durumlara maruz kaldıkları belirtilebilir. Günümüzde de varlığını sürdüren bu durum ve engellilik algısının, geçmişte oluşan birikimlerin günümüze yansıması olduğunu belirtebiliriz. Engelli olmanın sebebi olarak, ahlaki çöküntü, içerisinde şeytan olmasından veya ahlak yoksunluğundan kaynaklandığı düşünülmüştür. Öte yandan, uzun bir süre zarfı boyunca engelli bireyler ve aileleri utanç ve damgalanma duygularına maruz kalmış ve hayatları süresince engelli olmayı üzerlerinde kara bir leke gibi taşımak zorunda kalmışlardır Arıkan, 2002 14. Engelli olarak dünya’ya gelme ya da sonradan herhangi bir hastalık veya kaza nedeni ile engelli olma bireyin bir suçu olarak görülmekte ve bu düşünce günümüzde dâhi varlığını sürdürmektedir. Bu anlamda engelli bireylerin toplumdan soyutlanması, herhangi bir hususa lâyık görülmemesi ve alay edilmesi var olan bu düşüncelerin bir sonucudur. Mevcut algı zaman içerisinde yıkılmasından ziyade şekil değiştirerek günümüze değin varlığını sürdürmüştür. Bahsi geçen nedenler ve gerekçeler ışığında nüfus içerisinde önemli bir paya sahip olan engelli bireyler, toplumsal hayatta gerek engellerinden kaynaklı gerekse de yaşamın onlara uygun şekilde düzenlenmemesi dolayısıyla engellilik algısına maruz kalmakta ve toplumdan soyutlanmaktadırlar. Mevcut algı sonucunda engelli bireylerin bazıları toplumsal soyutlanmadan etkilenmeyerek bir şekilde hayata tutunmayı başarabilirken, bazıları da aşırı derecede etkilenebilmekte ve hayatlarını katlanılamaz derecede zorlaştırabilmektedir. Engelli bireylerin istihdam alanlarında ayrımcılık ile karşı karşıya kaldıkları bilinen bir gerçektir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından tarihinde 48/96 sayılı karar ile sakatlar için fırsat eşitliği hususunda Birleşmiş Milletlerin Standart Kuralları kabul edilmiştir. Söz konusu kuralların yedinci maddesinde, istihdam ile ilgili kanunların ve tüzüklerin, engelli bireylere karşı ayrım oluşturmayan ve engelli bireylerin istihdam edilmesi konusunda engeller koymayacak şekilde olması zorunluluğu vardır. Ayrıca söz konusu kuralda, devletin engelli bireylerin haklarını ve özellikle istihdam kapsamında gereksinimlerini kabul etmeleri gerektiği belirtilmiştir Baybora, 2010 256. İstihdam alanının yanı sıra engelli bireylerin hayatın tüm süreçlerinde maruz kaldıkları ayrımcılık, soyutlanma vb. durumları engellemek ve onları toplumsal yaşama kazandırma amacıyla gerek dünya’da gerek ülkemizde çeşitli kurallar belirlenmiş ve uygulanmıştır. Bu kapsamda geçmişten bugüne değin yapılan çalışmalara aşağıda değinilmektedir. 1972 yılında İngiltere’de engellilere karşı oluşturulan ayrımcılıkla mücadele edebilmek amacıyla engelli kişiler ve Paul Hunt tarafından kurulan UPIAS The Union of the Physically Impaired Against Segregation/Fiziksel Ayrımcılığa Karşı Birlik en verimli örgüt olmuştur. Söz konusu örgütün kurulmasından kısa bir zaman sonra engelli bireyler toplum tarafından benimsenmiştir. İngiltere’nin ilk sakat örgütü olan UPIAS dünya’daki engelli örgütleri arasında kendini en iyi geliştirmiş örgüt konumundadır Demircioğlu, 2009 19. Bütün dünyada engellilik konusu evrensel normlara dayandırılmakta ve devletlere bu kapsamda önemli sorumluluklar verilmektedir. Engelli bireyler genel anlamda toplumda en dezavantajlı grup olarak tanımlanmakta ve şüphesiz sosyal hayatın bütün süreçlerinde engellerle karşılaşmaktadırlar. Söz konusu engeller bireyleri sahip oldukları eksikliklerinden ortaya çıkan engellere kıyasla daha fazla kısıtlamaktadır. Amsterdam Antlaşması’nın kapsamında yer alan bir madde engelli bireylere yönelik dışlanma ile mücadeleyi kapsamaktadır. Söz konusu madde ışığında Avrupa Konseyi 1999 yılında ayrımcılıkla mücadele için paket programı hazırlamıştır. Mevcut program engelli bireylerin istihdam edilme ve iş hayatı süresinde karşılaştıkları ayrımcılığa yönelik olarak Avrupa Birliği genelinde bir direktif yayımlanarak, önlem amaçlı tedbirler alınması için gerekli çalışmaların hazırlanmasını önermiştir. Bu bağlamda üye ülkeler tarafından, engelli bireylerin erişilebilirliğini artırma amaçlı çeşitli düzenlemeler oluşturulmuştur. Engelli bireylerin ve yaşlı kişilerin bilgi toplumundan yararlanması için erişimlerini ve katılımlarını artırabilmek için özel standartlar oluşturulmaktadır. Bu standartlarda amaç engelli tüketicilerin sahip olduğu hakları koruyabilmektir. İstihdamları için açılan iş sınavları ve işe alınma prosedürlerinin engelli bireylere uyarlanmasına, engelli bireylere yönelik mesleki eğitim ve iş yerlerinin uygun şekilde çalışılabilecek şekilde düzenlenmesine karar verilmiştir. Engelli bireylere yönelik danışmanlık hizmetleri, ayrımcılığa karşı oluşturulan çeşitli eylemler, farkındalık oluşturabilmek ve engelli bireylere yönelik sosyal ve kültürel aktiviteler, söz konusu aktivitelere erişilebilirlik sağlanması ve istihdam hususunda eşitlik sağlayabilmek hususlarında da ayrımcılığa karşı topluluk tarafından kararlar alınmıştır Aktuğ, 2008 7-8. Mekânların fiziki olarak düzenlemeleri tüm insanların sosyal hayata katılması ve yaşamın kalitesini artırması hususunda önem arz etmektedir. Türk Ceza Kanunun 122. Maddesindeki değişiklik ile engelli bireyleri de kapsayan ve 2014 yılında son şeklini alan yasaya göre, bireylerin engelinden ötürü dışlayan ve ayrımcılık yapan kişilere bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası verilecektir. Ayrıca bahsi geçen madde ışığında engelli bireyler için iç ve dış mekân ihtiyaçları ifade edilmiştir. Bu doğrultuda kamu kurum ve kuruluşlarına ait resmi yapılar, mekânlar ve yollar gibi alanlar engelli bireylere yönelik olarak düzenlenecektir Yılmaz, 2005 76. Engelli türlerinden herhangi birine sahip bireyler çeşitli bakım, rehabilitasyon, danışmanlık hizmetlerine ve başkalarının yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu anlamda engelli bireylerin gerek günlük hayatlarını idâme ettirebilmelerinde gerekse de sosyal ve kültürel aktivitelerini yerine getirebilmelerinde onlara özel yapılan uygulamalar büyük önem arz etmektedir. Ulaşımdan erişilebilirliğe kadar uzanan bu çerçevede yapılan uygulamalar engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak ve diğer bireylerden kendilerini farksız hissetmelerini sağlayarak toplumdan kendilerini dışlamalarını engelleyecektir. Bir istihdam yaratma alanı olarak sivil toplum, belediye ve üniversite işbirliği tarafından oluşturulan “Bursa Yıldırım Belediyesi Sosyal Yaşam Merkezi Projesi” yaklaşık üç yıldır varlığını sürdürmektedir. Projede amaç engelli bireylerin sorunlarına çözüm üretebilmek hayatı paylaşarak toplum ile kaynaşmalarını sağlamaktır. Ayrıca engelli bireylerin engel türüne göre değil de yalnız engellilik seviyesini baz alarak eğitim, öğretim, bakım ve rehabilitasyon gibi alanlarda diğer bireyler ile kaynaşmalarını sağlayarak topluma kazandırmak da amaçlanmaktadır. Öte yandan toplumda özürlü imajını pozitif yönde değiştirebilmek, engelli bireylere istihdam imkânı sunmak, ailelerin engelli çocuklara karşı oluşan gelecek kaygısını yok edebilmek, toplum tarafından belediyelere bakış açısını değiştirebilmek, diğer bireylerin de engelli bireyler ile bir arada yaşamasını sağlayarak toplumun zihninde varlığını sürdüren engellilik algısını yıkmak hedeflenmektedir. Yani projenin temelini engelli bireyleri toplumdan soyutlayarak onlara özel bir alan oluşturmak değil, bilakis engelli bireylerin, engelli olmayan kişiler ile birlikte paylaşım yaşamasını ve toplum ile bir bütün olmasını sağlamaktır Aytaç, 2010 138-139. Gerçekleştirilen projede de ifade edildiği gibi toplumsal soyutlanmayı ortadan kaldırabilmek ancak kaynaşma ortamını sağlamak engelsiz çevre ve tüm bireylerin bir arada olabileceği etkinlik, aktivite vb. unsurları sağlamak ile mümkün olabilmektedir. Öte yandan toplumsal soyutlanmayı ortadan kaldırabilmeyi başarabilmiş toplumların engellilik algılarını da yıktıkları öngörülmektedir. Çünkü engellilik algısı, engelli bireyler ile iletişim eksikliği, sosyal hayatta karşılaşmama, korku, acıma, utanma vb. duyguları ile onlardan uzak durarak oluşmakta ve gelişmektedir. İlk başlarda iyi niyetle dâhi olsa engelli bireylerden uzaklaşmak akabinde onlara karşı duygu eksikliğini ve onları görmezden gelmeyi oluşturarak ilerleyen süreçte zihinlerde engellilik algısını yaratacaktır. Tabiki söz konusu süreç, engellilik algısı oluşma/oluşmama durumu kişilerin demografik özelliklerinin yanı sıra sahip oldukları çevre yapısına göre de değişiklik göstermektedir. Engelli bireylere yönelik olan ayrımcılık ve önyargı hususları hakkında Finkelstein gibi bazı sosyologlar çeşitli çalışmalar yapmışlardır. Mevcut çalışmalarda, engelli bireylerin normal kişilere kıyasla toplumda daha dezavantajlı grup olarak tanımlanmasında, onların normal insanlar tarafından “özürlü” olarak algılanmasının neden olduğu ileri sürülmektedir. Aslında engellilik, engelli olmayan kişilerin istek ve taleplerine göre tasarlanmış sosyo-kültürel ve ekonomik çevre tarafından normal olarak yerine getirilen aktiviteler üzerinde odaklanmaktadır. Bu bağlamda engellilik, bir baskı şekli olarak tanımlanabilir çünkü olağan sistem kapsamında engelli birey, toplum tarafından oluşturulan ayrımcılık ile baş başa kalmaktadır Aydın, 2013 35-36.
toplumun engellilere bakış açısı anketi