4NİSÂ SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnellezîne ye’kulûne emvâlel yetâmâ zulmen innemâ ye’kulûne fî butûnihim nârâ (nâran). Ve se yaslevne seîrâ (seîran). Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar.
Kur’an Açısından Şeytancılık Bütün Eserleri: 34 - Yaşar Nuri Öztürk - Yeni Boyut Yayınları - 9789756779378
ProfDr.Yaşar Nuri Öztürk. 25.294 beğenme33 kişi bunun hakkında konuşuyor. Yaşar Nuri Öztürk Hocamız Facebook'ta yok. Bu Sayfa; başta "Sesli Kur'an Meâli" ve "Kur'an'daki İslâm Tefsiri" olmak
NİSÂSURESİ 34. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali. Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi
Ünlü İlahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk boğaz manzaralı evinin kapılarını ilk kez Petek Dinçöz için açtı. 06 Ekim 2011 Perşembe, 14:14 - Medya.
YaşarNuri Öztürk- Muaviye'nin Düzeni. Konuyu Başlatan SuLTann, 30-06-2016 18:23. 34 yazan donanma44 . Forum: Din. Yaşar Nuri Öztürk: Hz Ali nebiz (içki
yXFP8l4. ×GÜNDEMDÜNYABİGPARAANASAYFABORSADÖVİZALTINVİOP&VARANTANALİZKOBİKRİPTO PARALARSPOR ARENAANASAYFAFUTBOLBASKETBOLVOLEYBOLE-SPORCANLI SKORKELEBEKANASAYFAEKRANDAHAYATSEYAHATSTİLMUCİZE LEZZETLERYAŞAMANASAYFACUMARTESİPAZARLEZZETLİ HAYATSEYAHATYAZARLARASTROLOJİTÜMÜEKONOMİTV REHBERİMAHMUREHÜRRİYET AİLEVİDEOASTROLOJİBULMACAEN İYİ ON DİZİ İZLE CUMALEZİZZTEKNOLOJİFOTO GALERİRAMAZANKİTAP SANATHAVA DURUMUAVRUPAEĞİTİMIK/YENİ EKONOMİSON DAKİKAYEREL HABERLERBİZE ULAŞINVERİ POLİTİKASIE-bültenlerGünlük Egazete© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık Koşulları,Gizlilik Politikası,İletişim için bu linklerikullanabilirsiniz. Login olduğunuz taktirde kullanım koşullarınıve gizlilik politikasını kabul etmiş ARENAKELEBEKYAŞAMYAZARLARGİRİŞANASAYFAGÜNDEMDÜNYABİGPARASPOR ARENAKELEBEKYAŞAMYAZARLARBugün neler oldu?ET FİYATLARI Erdoğan, yeni indirim oranını açıkladıTERÖR OPERASYONU Teröristlere arka arkaya darbe!2. EL OTOMOBİL Fiyatlar düştü mü? İşte yanıtı...UKRAYNA SAVAŞI İşte savaşın yeni merkez üssü...METEOROLOJİ İstanbul için uyarı üstüne uyarıRUSLARIN ÇIKIŞ KAPISI 5 dakikada 1 Türkiye...HABERLERYAŞAR NURİ ÖZTÜRK HABERLERİYaşar Nuri Öztürk haberleri sayfasında Yaşar Nuri Öztürk hakkında son dakika haberler ve güncel bilgiler bulunmaktadır. Toplam 1265 Yaşar Nuri Öztürk haberi, videosu, fotoğrafı ve yazar yazısı yer almaktadır. Geçmişte ve bugün yeni yayımlanan son durum gelişmeleri ile pek çok haber sayfamızdan takip Nuri Öztürk haberleri Türkan Saylan'a laf eden Celal Şengör nasıl biri?12 Eylül sürecinde bir işkence yöntemi olarak Kürtlere dışkı yedirilmişti.YAZARHurafeyi değil İslam'ı öğrettiİlahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk, Türkiye’nin dört bir yanından binlerce seveninin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Sevenleri, cenaze töreninde gözyaşlarına hâkim olamadı. Antalya’dan 6 yaşındaki oğlu ve eşiyle birlikte törene katılan Hesna Köse “Türkiye’de insanların Kuran’la tanışmasına vesile oldu” diye konuştu.Yaşar Nuri ÖztürkÜnlü ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk son yolculuğuna uğurlanıyorUzun süredir kanser hastalığı ile mücadele eden ve önceki gün hayatını kaybeden ilahiyatçı yazar Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk son yolculuğuna uğurlanıyor. Önceki gün doğum gününde, 71 yaşında hayatını kaybeden eski milletvekili ve ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün Türk bayrağına sarılı tabutu Şakirin Camii'ne getirildi. Yakınları ve sevenlerinin erken saatlerde doldurmaya başladığı cami avlusunda oğulları Cüneyt, Mustafa Tahir, Ali Nuri ile kızı Saniye Öztürk taziyeleri kabul ediyor. Sevenleri, ünlü hocayı tabutu başında dualar Cüneyt Öztürk yaptığı basın mensuplarına yaptığı açıklamada büyük üzüntü yaşadıklarını belirtti. Haber Enver ALAS - İSTANBUL, DHAÜnlüSon yolculuğuna uğurlanıyor Uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele eden ve önceki gün hayatını kaybeden ilahiyatçı yazar Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk son yolculuğuna uğurlanıyor. Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk son yolculuğuna uğurlandı Uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele eden ve önceki gün hayatını kaybeden ilahiyatçı yazar Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk son yolculuğuna uğurlandı. Öztürk, cuma namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Kanlıca’daki aile kabristanlığına defnedildi. Yaşar Nuri Öztürkİlahi Binali BeyBAŞBAKAN Binali Yıldırım’ı dinliyorum.Başbakan Binali Yıldırımİslam dünyası Allah ile aldatılarak mahvedildiPROF. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, son çıkardığı Allah ile Aldatmak’ kitabı ile yeniden gündeme oturdu ve TV’lerdeki söyleşilerinde çarpıcı açıklamalar yaptı.Yaşar Nuri ÖztürkVefat eden Yaşar Nuri Öztürk için çirkin karikatürHayatını kaybeden ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün ardından, 'Misvak' adlı mizah dergisinde yayınlanan karikatür büyük tepki çekti. Karikatürde Prof. Öztürk, cehennemde gösterilirken, derginin resmi Twitter hesabından paylaşılan karikatür, gelen tepkiler üzerine silindi.Yaşar Nuri ÖztürkÜnlü İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk hayatını kaybetti! Ölümündeki acı tesadüf...Yaşar Nuri Öztürk'ten acı haber... Uzun süredir kanser tedavisi gören İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk doğduğu gün olan 22 Haziran’da hayatını kaybetti. Yaşar Nuri Öztürk, mide kanseri teşhisiyle 12 Kasım 2011'de ameliyat olmuş ve ay kemoterapi görmüştü. Yaşar Nuri Öztürk'ün vefatının ardından sosyal medyada çok sayıda mesaj paylaşıldı. Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk hayatını kaybettiUzun süredir kanser tedavisi gören İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk 71 yaşında hayatını kaybetti. Öztürk'ün yakınları da vefat haberini doğruladı. Yaşar Nuri Öztürk'ün ölümü sevenlerini yasa boğdu.Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk vefat ettiUzun süredir kanser tedavisi gören İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk 71 yaşında hayatını kaybetti. Öztürk'ün yakınları da vefat haberini doğruladı. Yaşar Nuri Öztürk'ün ölümü sevenlerini yasa boğdu.Yaşar Nuri Öztürk'Yaşar Nuri Öztürk öldü' iddiasına yalanlamaSosyal medyada akşam saatlerinde çıkan 'Yaşar Nuri Öztürk öldü' iddiaları, Öztürk'ün kızı tarafından yalanlandı. Yaşar Nuri Öztürk'ün kızı Saniye Öztürk, babasının durumunun gayet iyi olduğunu ve evinde televizyon izlediğini söyledi.Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk'ün kızından ilk açıklamaÜnlü ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk'ün sağlık durumunun ağır olduğuna dair haberler sevenlerini üzdü. bir açıklama yapan kızı Saniye Öztürk, babasının ağır bir grip geçirdiğini, vücudunda virüs olduğunu belirterek, "Sıkı bir tedavi görüyor. Ancak durumu sosyal medyada anlatıldığı gibi değil" dedi.Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Putin’i övdü sosyal medya karıştıİlahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk'ün, Türkiye-Rusya krizinin sürdüğü bir dönemde televizyonda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i övmesi tartışma yarattı.Yaşar Nuri ÖztürkPutin hakkında ilginç sözlerYaşar Nuri Öztürk, Ulusal Kanal televizyonunda yayınlananprogramda Rusya devlet başkanı Vladimir Putin hakkında ilginç sözler sarf etti.Putin Müslüman oldu’ iddialarını değerlendiren Öztürk “Putin’den Kur’an müminikokularının geldiğini 2008’de yazmışım” dedi. Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk ifade verdiİlahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, bir televizyon programında yaptığı konuşma nedeniyle yapılan suç duyurusu üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu Savcısı Umut Tepe'ye ifade verdi.Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk'ün sözleri şoke ettiYaşar Nuri Öztürk, Gülgün Feyman'ın programında söyledikleriyle herkesi şoke etti. Öztürk hakkında çıkan "Onu namaz kılarken görmedik" söylemine ise küfürlü cevap verdi. Sunucu da duydukları karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk "Semeri verdik atı kurtardık"Bir televizyon programındaki aşırı zayıflamış hali sevenlerini üzen Yaşar nuri Öztürk konuştu.Yaşar Nuri ÖztürkYAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN ZAYIF HALİ ŞAŞIRTTIDaha önce midesindeki kist nedeniyle ameliyat geçiren Öztürk, kemoterapi tedavisinde son döneme geldiğini söylemişti. Yaşar Nuri Öztürk, son olarak katıldığı Halk TV 'deki programda sağlığıyla ilgili de bilgi verdi. Kilo kaybına uğradığı gözlenen Öztürk, çok zorlu bir ameliyat geçirdiğini belirterek, yazın son bir ayı denizde geçirdiğini, şu an çok iyi olduğunu söyledi. Hastalıktan bütün kaybının fazla kiloları olduğunu söylen Öztürk, "Seyirci bana kilolu alıştığı için tuhaf geliyor, ama şu an hiçbir sıkıntım yok" dedi. KURGU Levent SERTYaşar Nuri ÖztürkYAŞAR NURİ ÖZTÜRK ÇOK SİNİRLENDİHalk Tv ekranlarında yayınlanan İftar Saati adlı programa konuk olan Yaşar Nuri Öztürk, kendisiyle ilgili eleştirilere sert Tv ekranlarında yayınlanan İftar Saati adlı programa konuk olan Öztürk, eleştirilere şu şekilde yanıt verdi "Ben namazlarımı noter huzurunda tespit ettirip, kayıt altına aldırıp görüntülerini aldırıp sana mı gönderecektim ş.... b.... ç....".Daha önce de bir televizyon programında yaptığı açıklamaları hatırlatan Yaşar Nuri Öztürk, "Bunlar Anadolu çocuğu değil o... b.... ç...." dedi.Yaşar Nuri ÖztürkDAHA FAZLA YAŞAR NURİ ÖZTÜRK HABERLERİYaşar Nuri Öztürk’a ait tüm site haberleriKamuda 364+51Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, aralarında ormanlık alanların da olduğu 16 yerdeki 51 kamu arazisinin tahsisine ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu tahsislerin öyküsü uzun.Kültür Ve Turizm BakanlığıAsrı Saadet nedir? Ne anlama gelir? Asrı Saadet kavramı ve dönemi hakkında bilgilerHazreti Muhammed'in yaşadığı dönem Cahiliye Devri ve Asrı Saadet olarak ikiye ayrılır. Cahiliye Dönemi Hz Muhammed'in peygamberliğini ilan etmesinden önceki dönemdir. Peygamber Efendimizin yaşadığı ve müminlerin onu gördüğü zamana ise Asrı Saadet denir. Bu terimde "Asır" kelimesi dönem ve çağ anlamında kullanılmıştır Saadet ise mutluluk anlamına gelir. Asrı Saadet kavramı ve dönemi hakkında detayları tırnağa çürümeİP Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, 14 yaşında iken 1997’de terör örgütü PKK’nın attığı havan mermisi ile vücudu paramparça olan İsa Gümren’in ağabeyi Tahir Gümren’e Bingöl’de, “Senin bacını s...m” şeklindeki küfür ve hakareti ile ilgili pazartesi günü “İyi-Kötü-Çirkin” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.Lütfü TürkkanTürkan Saylan'a laf eden Celal Şengör nasıl biri?12 Eylül sürecinde bir işkence yöntemi olarak Kürtlere dışkı yedirilmişti.YAZARProf. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ölüm yıl dönümünde anılıyor - Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kimdir, ne zaman öldü?İlahiyatçı yazar Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ölüm yıl dönümünde anılıyor. Doğum gününde, 71 yaşında hayatını kaybeden eski milletvekili ve ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele etmişti. Peki, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kimdir, ne zaman öldü?Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖztürkAYM’den Müjdat Gezen’e o söze son söz Hakaret değil eleştiriAnayasa Mahkemesi, sanatçı Müjdat Gezen için pezevenk’ ifadesini kullanan Yeni Akit gazetesine verilen üç kuruşluk tazminat cezasını, basın özgürlüğüne müdahale saydı. AYM, bu ifadenin tepkileri dile getirmek’ ve eleştiri’ amacıyla kullanıldığını savundu. Yeniden yargılamada üç kuruluşluk tazminat cezası kaldırılacak.AYMEtiketlerle Hızlı Yaşar Nuri ÖztürkKültür ve Turizm BakanlığıLütfü TürkkanYAZARProf. Dr. Yaşar Nuri ÖztürkAYM
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Yâ eyyuhâ-nnâsu-ttekû rabbekumu-lleżî ḣalekakum min nefsin vâhidetin veḣaleka minhâ zevcehâ vebeśśe minhumâ ricâlen keśîran venisâ-âenc vettekûAllâhe-lleżî tesâelûne bihi vel-erhâmec innaAllâhe kâne aleykum rakîbenEy insanlar, sizi tek bir candan yarattı, o canın eşini de ondan yaratıp ikisinden birçok erkek ve kadın türetti. Sakının Allah'tan ki onunla haklarınızı dilemektesiniz ve akrabalık hukukuna da riayet edin. Şüphe yok ki Allah, sizi tamamıyla görüp sûrenin 29-38. âyetlerine ait izahata bakınız. Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten Hz. Adem’den yaratan, ondan onun vücudundan ve onu tamamlayan olarak da eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup küfür, zulüm ve kötülükten sakının. Ve yine Kendi adı hürmetine, birbirinizle ihtiyaçlarınızı isteyip dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde insanlar! Sizi tek bir kişiden yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok kadın ve erkekler meydana getiren Rabbinize karşı, sorumluluğunuzun bilincinde olun. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyun ve akrabalık bağlarını gözetin. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde daima sûrede aile hayatının düzenini sağlayan dengeli, eşit, adil kanunlar bildirilir. Miras paylaşımı ile ilgili ayrıntılı belirlemeler yapılır ve yetim... Devamı..Ey insanlar, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkeklerin ve kadınların üremesini sağlayıp yaygınlaştıran Rabbinize sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Adını kullanarak biri birinizden istekte bulunduğunuz Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, akrabalık bağlarını, akrabalık haklarını koruyun. Unutmayın ki, devamlı Allah'ın denetimi Kur’ân-ı Kerim, 7/189; 30/21; 39/6; 42/ insanlar! Sizi bir tek candan yaratan, o candan kendi eşini yaratan ve bu ikisinden çok sayıda erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık haklarını gözetmemekten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve yine kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah'tan ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde insanlar, sizleri bir tek şahıstan Hz. Âdem'den yaratan, o şahıstan da eşini Havva'yı vücuda getiren, ikisinden bir çok erkeklerle kadınlar üreten Rabbinizden korkun ve günah yapmaktan sakının; ve yine kendisine hürmet göstererek birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah adına senden istiyorum, dediğiniz Allah'dan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şüphesiz ki Allah, üzerinize gözcü bütün insanlar fakiriyle, zenginiyle, kadınıyla, erkeğiyle sizi nefs-i vahide tür birliği içinde yaratan ve o türün eşlerini aynı cinsten yani erkeği kadından, kadını erkekten yaratan ve onlardan çok erkek ve kadınlar yayan Rabbinizizin adalet ve eşitlik yaslarını çiğnemekten sakının, adına birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah’ın hukukuna ve akrabalık haklarına riayet etmemekten de sakının.. Şüphesiz Allah, sizin durumunuzu bilip olarak kadın hakları ile ilgili olduğundan Nisa ismini insanlar! Sizi tek bir cevherden/nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinizden sakınınız. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakınınız. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.[67][68][67] Nisâ sûresi hakkında genel bilgi için bz Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, V, 13[68] Nefs ve ilk insanın yaratılışı hakkında geniş bilgi için bk. Bayrak... Devamı..Ey insanlar! Hepinizi bir kişiden yaratan, ondan eşini de çıkaran, bunlardan da bir hayli erkek, dişi üreten, birbirinizle antlaştığınızda, onun adiyle antlaştığınız Allahtan sakınınız, hısımları sayın, Allah sizin üstünüzde gözeticidirEy insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan onun özünden/maddesinden eşini var eden ve her ikisinden birçok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize gönülden bağlanarak emirlerine itaat edin ve kötülüklerden sakının! Kendisi adına Allah aşkına, Allah'a yemin olsun, Allah şahittir ki… gibi yemin edip birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının, emirlerine sımsıkı sarılın ve aranızdaki komşuluk/akrabalık bağlarını koparmamaya özen gösterin! Unutmayın ki Allah, üzerinizde bir 7/189Bu sûre “Ey insanlar” ifadesiyle başlayan hac suresi ile birlikte iki sureden İnsanlar! Sizin hepinizi bir âdemden yani Âdem aleyhisselamdan halk iden rabbinizden korkunuz. Âdemin refîkasını ândan halk iyledi ve bu iki mahlûkdan bu kadar erkek ve kadın yaratdı. Biri birinizden Allâh nâmına [1] mutâlebede bulunuyorsunuz ândan korkunuz. Sizi rahimlerinde taşımız olanlara hürmet idiniz Allâh ef’âlinizi görüyor.[1] Ya’ni "Allâh içün" diyerekEy İnsanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabb'inize hürmetsizlikten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'ın ve akrabanın haklarına riayetsizliktende sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da[104] eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın meydana getirip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir “ondan” ifadesi “onun türünden” şeklinde de insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan, ikisinden pek çok erkek ve kadın üreten Rabbinizi dinleyin. Adına birbirinizden isteklerde bulunduğunuz ALLAH'a saygı gösterin; akrabalara da... ALLAH elbette sizi ve dişi, çok ufak bir farkla aynı genetik programı paylaşırlar. Adem'in kaburga kemiği hikayelerinin bu yaratılış gerçeğiyle bir ilişkisi yoktur... Devamı..Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve akrabalık bağlarını kırmaktan sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde o bütün insan kömeleri! Sakının o Rabbınıza karşı gelmekten ki sizleri bir tek nefisten yarattı, ondan eşini yarattı da ikisinden bir çok erkekler ve dişiler üretti, sakının o Allaha karşı gelmekten ki siz onun ve o rahimlerin hurmetine biribirinizden dilek dilersiniz, çünkü o Allah üzerinizde gözcü bulunuyorEy insanlar! Sizi, tek bir nefisten¹ yaratan, ondan eşini yaratan ve o ikisinden birçok erkek ve kadını üreten Rabb'inize karşı takvâlı² olun. Birbirinizden yararlanasınız diye akrabalık bağını kuran Allah'a karşı takvâlı² olun. Kuşkusuz, Allah, sizi Özden, türden. Âdem\in eşi ademin bedeninden değil, Âdem\in de yaratıldığı özden, aynı mayadan, aynı türden yaratılmıştır. 2. Takva, korunmak, önl... Devamı..Ey insanlar, sizi bir tek candan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücûde getiren ve ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar türeten Rabbiniz e karşı gelmek den çekinin. Kendisi nin adını öne sürmek suretiy le birbirinize dileklerde bulunduğunuz Allahdan ve akrabalık bağlarını kırmak dan sakının. Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir insanlar! Sizi tek bir nefisten Âdem'den yaratan, ondan da eşini Havvâ'yıyaratarak yeryüzüne ikisinden birçok ricâl erkekler ve nisâ kadınlar yayan Rabbinizden sakının! O'nun hakkına birbirinizden isteklerde bulunuyor olduğunuz Allah'dan ve akrabâlık bağlarını koparmaktan sakının! Şübhesiz ki Allah, sizin üzerinizde tam bir İnsanlar! Sizi tek bir nefisten, aynı nefisten cins-insan nevi eşini yaratan, ikisinden de erkekler ve kadınları çoğaltıp yeryüzüne yayan Rabbinizden korunun. Dualar ile İsteklerde bulunduğunuz Allah’dan ve akrabalık bağlarına uymamazlıktan korunun. Şüphesizki Allah sizi her zaman insanlar! Çalabınızdan sakının. O çalabınızdan ki sizi bir tek özden yarattı, sonra da bu ikisinden bir çok erkek, kadın üretti. Birbirinize karşı dilekte bulunurken adını verdiğiniz Allah’tan sakının. Kan bağlarına karşı saygı gösterin. Çünkü Allah sizi gözetici nâs! Rabbinizden sakınınız ki sizi bir tek nefisten [²] yaratmış, ondan da zevcesini vücude getirmiş ve onlardan bir çok erkek, kadın türetmiştir. İsmini zikr ile bir diğerinize müracaat ettiğiniz [³] Allah/tan, hısımlıklardan [⁴] sakının. Çünkü Allah her an sizi gözetir.[1] Yüz yetmiş altı ayet olan bu surei celile Medine'de nazil olmuştur.[2] Âdem Aleyhisselâmdan.[3] Yekdiğerinizden bir şey istediğiniz zaman Allah i... Devamı..Ey İnsanlar! Sizi tek bir özden/cevherden [nefs vâhide]¹ ve ondan da/o cevherden de eşini yaratan ve her ikisinden de çok sayıda erkek ve kadınlar çıkaran Rabbinize karşı sorumluluk bilincinde olunuz! Adıyla birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a, akrabalara [erhâm] karşı sorumluluğunuzu koruyunuz. Muhakkak ki Allah üzerinizde daimi bir Müfessirlerin çoğu, neredeyse tamamı “nefs vâhide”den Âdem, “zevcehâ” tabirinden de Havva’nın kastedildiğini söylerler. Hâlbuki ayette, buna delalet... Devamı..Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinizden sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabanın haklarına riayetsizlikten de sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir.176 ayettir ve Medine’de nazil olmuştur. “Nisa” kadınlar demektir. Bu surede daha çok kadından, cemiyet içinde kadınların hukukî ve içtimaî yer ve de... Devamı..Ey insanlar!Sizi ilkönce bir tek candan yani Âdem’den yaratan, sonra onunla aynı özden, aynı unsurdan Havvâ adındaki eşini var eden veböylece, bu ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üretip yeryüzüneyayan Rabb’inize gönülden bağlanarak buyruklarına itaat edin, dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakının!Öyleyse, “Allah aşkına! Allah’a yemin olsun! Allah şahittir ki!” diyerek adına yeminler edip dileklerde bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının, emirlerine sımsıkı sarılarak kötülüklerden korunun ve aranızdaki akrabalık bağlarını koparmamaya büyük özen gösterin! Zira hiç unutmayın ki üstünüzde, sizi sürekli gözetleyen bir Allah var!İşte bu gerçeği hiç unutmadan, zayıf ve çaresiz kimselere kol kanat gerin, özellikle de yetimlerin hakkını çiğnememeye büyük özen gösterinAdını, aile hayatı ve kadınlarla ilgili düzenlemeleri içeren ayetlerdeki “nisâ kadınlar” kelimesinden alan sûre, hicretten sonra dördüncü ve beşinci ... Devamı..Ey İnsanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini yaratan, bu ikisinden çokca adamlar ve kadınlar üretip yayan rabbinizden sakınıp korunun! Allah’tan sakınıp korunun ki O’nun adına Erhâm’ı / Rahmler’i ve birbirinizi istersiniz! Allah, üzerinizde gözetleyici insanlar! Allah'a karşı kendinizi sağlama alın. O sizi bir tek candan yaratmış; sonra ondan eşini var etmiş, daha sonra da bu ikiliden erkek ve kadın cinsini üretmiştir. Her vesile ile adını kullandığınız Allah'a karşı da kendinizi sağlama alın, akrabalara karşı da. Çünkü Allah'ın gözü hep insanlar! Sizi bir tek bedenden yaratan, o bedenin yasasına uygun eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadının üretilme yasasını koyan Rabbiniz Allah’a karşı gelmekten sakının! Akrabalık bağlarını koparmaktan sakının! Şüphesiz! Allah dünya hayatında ne yapıp yapmadığınızı gözetlemektedir. Birbiriniz için Allah’a güzel dileklerde bulunduğunuzu unutmayın! Ey insanlar! Sizi tek bir [nefis]ten [*] candan/cevherden yaratan, eşini de ondan [*] yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın meydana getirip yayan [*]Rabbinize karşı [takvâ]lı duyarlı olun! Kendisiyle ilgili birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a ve yakınlara karşı [takvâ]lı olun! Şüphesiz ki Allah üzerinizde mesajlar Enâm 698; Arâf 7189; Zümer 396 İlk insan yani erkek türü nereden yaratıldıysa eşi de oradan yaratılmıştır; yani ilk kadın, ilk ... Devamı..Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten¹ yaratan ve onun eşini de kendi cinsinden² yaratıp ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar meydana getiren Rabbinize karşı, hata etmekten sakının. Ve birbirinizden dilekte bulunurken, adına yemin verdiğiniz Allah’tan ve akrabalık³ bağlarını koparmaktan da sakının. Şüphesiz Allah, sizi her an görüp Yani bu nefis, Âdem olabileceği gibi her insanın babası da olabilir. Fakat ayetin devamından bu nefsin Âdem olduğu daha belirgindir. Abd... Devamı..EY İNSANLAR! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini var eden ¹ ve her ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Kendisi adına birbirinizden [haklarınızı] talep ettiğiniz Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyun ve bu akrabalık bağlarını gözetin. Şüphesiz Allah, üzerinizde daimî bir Klasik müfessirlerin çoğu, nefs terimine yüklenen pek çok anlam içerisinden -can, ruh, akıl, canlı varlık, canlı, insan, şahıs, kimlik şahsî kimlik... Devamı..Ey insanlar! Sizi tek bir özden/candan yaratan, ondan da eşini yaratan, bu ikisinden de birçok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinizden/sahibinizden çekinin. O Allah’tan korkun ki O’nun adına birbirinizden talepte bulunur ve akraba olursunuz. Allah, sizi gözetendir. 2/21, 32/7-8, 40/67, 57/4, 13/11EY insanlık![⁷¹³] Sizi bir tek canlı varlıktan[⁷¹⁴] yaratan, ondan da eşini[⁷¹⁵] yaratan ve her ikisinden de birçok erkek ve kadın var eden Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Kendisi adına birbirinizden hak talebinde bulunduğunuz Zât’a ve bu insanlık bağına[⁷¹⁶] karşı sorumluluk duyun. Kuşkusuz Allah, üzerinizde daimî bir gözetleyicidir.[⁷¹⁷][713] Nida için bkz 221, not 28. [714] Buradaki nefs-i vahide, iki anlama gelebilir 1 A’râf 11, Nisâ 1 ve Hucurât 13 ışığında, Âdem’in de kend... Devamı..Ey insanlar! O Rabbinizden korkunuz ki, sizi bir nefisten yaratmıştır ve ondan da zevcesini yaratmıştır. Ve o ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar türetmiştir. Ve Allah-ü Azîmüşşan'dan korkunuz ki, O'nunla birbirinizden dilekte bulunursunuz, rahîmlerden de korkunuz ki, şüphe yok ki, Allah Teâlâ üzerinize nâzir insanlar! Sizi bir tek kişiden yaratan ve ondan da eşini yaratıp o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anıp Kendisini vesile ederek birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakınınız. Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir. [7, 189; 30, 21; 39, 6; 42, 11] {KM, Tekvin 2, 21-23}Bütün insanlığın aynı baba ve annede birleşen bir tek aile oluşturduğunu, dolayısıyla insanların bu hukuka uygun davranmaları gerektiğini bildiren bu ... Devamı..Ey insanlar, sizi bir tek nefisten nefes alan candan yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalıkbağlarını kırmaktan sakının. Şüphe siz Allah, sizin üzerinizde İnsânlar! Sizi bir tek nefisden Âdem'den yaradan ve zevcesini de Havvâ'yı da ondan halk iden ve her ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar hâsıl idüb yeryüzine yayan rabbinizden ona şirkden, emrine muhâlefetden sakınınız. O rabbiniz ki birbirinizden bir şey istedikde onun ismiyle Allâh içün diyerek isteyiniz. Ve erhâmı akrabâlığı da o talebde vesîle kılınız akrabâlığımız hâtırı içün dirsiniz yâhud erhâmda da ittikâ idiniz sıla-i rahmi kesmekden, akrabâya eyiliği ve meveddeti kat' itmekden sakınınız Allâh Te'âlâ sizin özrinize gözcidir. Bütün hareketlerinizi takdîr ve kalblerinizdeki hâtırâtı da bilir[1] Kadınlar hakkındaki ahkâmı muhtevî bulunması sebeb-i İnsanlar! Atanızı[1] bir tek nefisten[2] yaratan, eşini de o nefisten yaratan, o ikisinden pek çok erkeği ve kadını üreten[3] Sahibinizden çekinerek kendinizi koruyun[4]. Birinden bir şey isterken adını andığınız Allah’a, bir de akrabalık bağlarına saygılı olun. Allah sizi gözetlemektedir.[*] İltifat [2] O nefis döllenmiş yumurtadır. Fasih Arapça'da zevc kelimesinin müennesi dişisi yoktur. Kadın erkeğin zevci, erkek de kadının zevcidi... Devamı..Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan, ondan da eşini yaratan, bu ikisinden de bir çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinizden korkun. O Allah'tan korkun ki Onun adına birbirinizden talepte bulunur ve akrabalık tesis edersiniz. Allah, sizi insanlar! Sizi tek bir candan yaratan Rabbinizden sakının ki, o tek candan da eşini yarattı, ikisinden ise nice erkekler ve kadınlar türetti. Onun adını vererek birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şurası muhakkak ki, Allah sizi görüp insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir ādemįler! śaķınuñ çalabuñuzdan, ol kim yarattı sizi bir nefsden ya'nį ādem aleyhisselām; daħı yarattı andan 'avratını daħı daġıttı ol ikiden erenler çoķ daħı daġıttı. daħı śaķınuñ Tañrıdan ol kim dileşürsiz anuñ-ile daħı ħıśımlardan. bayıķ Tañrı oldı üzerüñüze ādem oġlanları ṣaḳınuñuz, ḳorḳuñuz ol Tañrıdan ki sizi yaratdı birnefsden ki Ādemdür ve andan avratını yaratdı ki Ḥavvādur. Daḫı yaratdıve yiri ṭoldurdı ol ikisinden çoḳ erler ve avratlar daḫı. Daḫı ḳorḳuñuz olAllāhdan kim ṣorulursız andan, ḳarāyiblerden daḫı. Taḥḳīḳ Tañrı Taālā sizüñüstüñüze raḳībdür, ne kim işleseñüz insanlar! Sizi tək bir şəxsdən Adəmdən xəlq edən, ondan zövcəsini Həvvanı yaradan və onlardan da bir çox kişi və qadınlar törədən Rəbbinizdən qorxun! Adı ilə bir-birinizdən cürbəcür şeylər istədiyiniz Allahdan, həmçinin qohumluq əlaqələrini kəsməkdən həzər edin! Şübhəsiz ki, Allah sizin üzərinizdə gözətçidir!O mankind! Be careful of your duty to your Lord Who created you from a single soul and from it created its mate and from them twain hath spread abroad a multitude of men and women. Be careful of your duty toward Allah in Whom ye claim your rights of one another, and toward the wombs that bare you . Lo! Allah hath been a Watcher over mankind! reverence your Guardian-Lord, who created you from a single person,504 created, of like nature, His mate, and from them twain scattered like seeds countless men and women;- reverence Allah, through whom505 ye demand your mutual rights, and reverence the wombs506 That bore you for Allah ever watches over Nafs may mean 1 soul; 2 self; 3 person, living person; 4 will, good pleasure, as in 44 below. Minha; I follow the construction suggested... Devamı..
Yaşar Nuri Öztürk kansere yenik düşüp öldü. Peki kimdir Yaşar Nuri Öztürk, kaç evlilik yaptı eşleri kimlerdi, son karısından nasıl boşandı. Nişanlısı Nazlı Kanaat ve kızı hakkında bilgiler. Abone ol Mide kanseri olan Yaşar Nuri Öztürk son nefesini verdi. Peki kimdir Yaşar Nuri Öztürk'ün uzatmalı nişanlısı Nazlı Kanaat niye ortalarda yok? Ünlü ilahiyatçı kaç kere evlenip boşandı ilk eşi ve kızı Saniye Öztürk kimdir? Yaşar Nuri Öztürk iki evlilik yaptı. İlk evliliğinden hiç söz etmezken kızı Saniye Öztürk bu evlilikten. Ünlü ilahiyatçı ikinci evliliğini de Canan Öztürk ile yaptı. Karısı Canan Öztürk'ten 2009 yılında boşandı. Bu boşanma o dönem hayli kirli olmuştu. Canan Öztürk 18 yıllık evliliği bitirirken Yaşar Nuri Öztürk hakkında deprem etkisi yaratan bir aldatma iddiasında bulunmuştu. CANAN ÖZTÜRK EVDE BASTIM Canan Öztürk Yaşar Nuri Öztürk'ü danışmanı danışmanı Şahane Sultan Müftüoğlu ile uygunsuz halde bastığını öne sürüp şunları söylemişti; -24 Kasım'da oğlum ABD'ye dönüyordu, onu havaalanında uğurladık. Ben de Ankara'ya gittim. Eşim aradı "Hakan'ı uğurladın mı?" dedi. "Evet, ben eve gidiyorum," dedim. O benim İstanbul'daki eve gittiğimi sandı. Halbuki ben Ankara'ya gittim. Oğlum ve Nusret Sevenoğlu bana, "Lütfen anahtarınızı kullanmayın, çok farklı bir şeyle karşılaşabilirsiniz. Siz zili çalın, girin," dedi. Ben de dediklerini tuttum. Eşime telefon edip, "Ben geldim, kapıyı aç lütfen," dedim. Kapı maalesef 10 dakika sonra açıldı. Eşimin kıyafeti düzgün değildi. O sırada banyodan kilit sesi geldi. Banyoya gidip, "Çıkın dışarıya," dedim. Bu hanım, saçı başı ıslak, üstünde göğüs dekoltesi açık çıktı. İçinde hiçbir çamaşır olmadığını gördüm. Altında bir tayt ve ayakları çıplaktı. İtiştik, kendisini evden dışarıya çıkardım. Yatak odasına koştum, ortalık karışmış. Eşimin başucunda Carmen pozu dediği, sırtı açık, daha küçük yaşlarına ait bir resim duruyordu. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK İLK EŞİ VE ÇOCUKLARI Yaşar Nuri Öztürk iki kez evlenip boşandı. İlk evliliğinde Saniye Öztürk isminde bir kızı var. Olaylı bitin ikinci evliliğinden de bir oğlu bulunuyor. Trabzon doğumlu olan Yaşar Nuri Öztürk, Bayburtlu bir anne ile Sürmeneli bir babanın çocuğu olarak Küçükdere köyünde doğmuştur. İlk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı ve dokuz yaşında hâfız oldu. On yıllık klâsik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Yaşar Nuri Öztürk, 1978 ve 1982'de "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülünü kazandı. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN NİŞANLISI NAZLI KANAAT KİMDİR? Yaşar Nuri Öztürk ile ikinci eşi Canan Öztürk'ün boşanma davaları 2 yıl sürdü. 2013 yılında ise Yaşar Nuri Öztürk'ten aşık oldum nişanlandım duyurusu ile yeniden gündeme geldi. Nişanlısının ismi Nazlı Kanaat'tı. Ankara radyosunda Türk Sanat müziği sanatçısıydı. NASIL TANIŞTILAR Yaşar Nuri Öztürk büyük aşkını o dönem verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı; -Saba’nın Tümer programı buna aracı oldu tabiri caizse. Biz “Türk sanat müziğini bugün kim defosuz okuyor?” diye konuşurken ben de Nazlı Hanım’ın önemli bir yeri olduğunu söyledim. Yoksa Nazlı Hanım’ı tanımam; evli midir, bekâr mıdır, kaç çocuğu var, bilmem. O da zarif bir insan, teşekkür etmek için beni aradı. Zaten halası “Koca adam seni övdü, aç teşekkür et” deyince aramış. Oradan başladı iş. Bekâr olduğu ortaya çıkınca tabii kancayı taktım açıkçası. Sonuç böyle oldu. ONUN İÇİN ANKARA’YA GİTTİM -Sonra ikinci, üçüncü, dördüncü telefon… Bir konuşmamızda “İstanbul’a geliyor musunuz? Müzikle ilgili sohbet edelim” dedim. “Arada geliyorum, gelirseniz konuşuruz” dedi. Ben de “Ankara’ya özel olarak bunun için gelsem ne olur?” diye sordum. “Zahmet olur ama siz bilirsiniz” deyince gittim Ankara’ya. Hayatımda ilk defa bir hanımefendiyle görüşmek üzere şehirlerarası yolculuk yaptım. -Elim ayağım dolaşmadı, lise talebesi değilim ama biraz heyecan oluyor tabii. Daha sonra o İstanbul’a geldi, bir iki kere daha görüştük. Ondan sonra aldı başını gitti... KIZI YAŞINDA MI? -Nazlı Hanım da 44 yaşında. Gazeteler “Kendinden 20 yaş küçük kadınla nişanlandı” diye yazıyor ama Nazlı 69 doğumlu. Ben 62 yaşındayım, 61 yaşında bir hanım mı bulacaktım? Bunu söyleyen aşağılık, soytarı biri. Nazlı Hanım’ın 30 ya da 25 yaşındaki bir hanımla farkı yok. Ben onda da aynı hayat coşkusunu ve aynı değerleri buluyorum. Anlaşmaya bağlı. 47 yaş âşık olmayı unutacak bir yaş değil. BİR KERE AŞIK OLDUM AMA EVLENEMEDİM -Hayatımda bir kere âşık oldum. Âşık olduğum kadınla da evlenemedim. Aşk sıkıntı getirir, bana da getirdi. Mevlana “Aşk hiçbir afetten ders almıyor” der. Siz mutlulukla aşkı yan yana koymayın. Aşk afettir. Hayatımda da hep acı ve ıstırap olmuştur. Ama yaratıcıdır da. Mutlu olmak için sevgi ve saygı aşktan önceliklidir. Bir daha aşkın afetine maruz kalmak istemem. Bir defa başıma geldi ve gitti. Kavuştunuz mu aşk bitiyor. Ben aşkın kahrını ve ıstırabını çektim ama şikâyetçi değilim. NAZLI HANIMADA AŞIK OLARAK NİŞANLANDIM -Bizim yüreğimiz büyük. O manada alıyorsanız âşığım tabii. Felsefe adamı olarak aşk denen cevher üzerinde bir felsefi değerlendirme yaptım. Bunu vatandaş Yaşar Nuri olarak alırsanız tamam, Nazlı Hanım’a da âşık olarak nişanlandım. Aşkım da devam edecek. Herkes haftada bir âşık oluyor, biz de ömrümüzde iki defa âşık olalım. BENİ KISKANIYOR -Onun beni kıskandığını biliyorum da… Benim onu kıskanacağım bir davranış içine girmez Nazlı Hanım. Çok akıllı, çok derinliği olan biri. İkimizin arasında sıkıntı olmaz. Çevrem konumum itibariyle çok hareketlidir, bu yüzden kıskanıyor olabilir. Şimdi ben evlendim diye bütün insanlar çevremden çekilecek değil ki. Gazetecisi var, seveni, takip edeni var. Beni manevi kurtarıcıları, manevi babaları olarak gördükleri için bazıları sarılır, öper... Tabii Nazlı da “Ne oluyoruz!” diyebilir. Ama Nazlı bunların üstesinden gelecek ruhta, kültürde bir insan. DÜŞÜN NASIL OLACAK? - Düğün için ne yapacağımızı henüz tespit etmedik belki teknede yapabiliriz. Nikâh şahidimiz Saba olacak. ALAMET-İ FARİKAM -O benim alamet-i farikamdır. Korkunç sürprizler yaparım. Şaşırtırım. Latifeyi çok seven biriyim. Benimle sohbet ettikten sonra insanlar tadına doymuyor. Buradan Ankara’ya gidişim bile bir sürprizdir. O buraya ekibiyle kayıt için geliyor. Buluşacağımızı konuşmamış mesela, çıkıyor kayıttan, bir bakıyor ki ben oradayım. Çıkar çıkmaz şoför açıyor kapıyı “Buyurun efendim” diyor, o da haliyle şaşırıyor. NASIL EVLENME TEKLİF ETTİ? -Ankara’dan gelmişti. Yemeğe gidecektik. Ben de bir mücevherciyle daha önceden konuştum. Bir tek yüzük ölçüsü kalmıştı. Buluştuk. Bir anda kuyumcuya soktum onu. Hemen tak tak yüzükleri yığdılar oraya, “Ne oluyoruz” deyince “Ne oluyoruz yok, birini seç” dedim. Benim yüzüğümü de getirdiler. Böyle şeyler yapmayı severim. BEN KONUŞTUM MU HİÇBİR KADIN KAYITSIZ KALAMAZ - Gençliğimizde Kız tavlama’ kitapları vardı ama bunlar hikâyedir. Böyle olmaz... Mesela öyle boylu, poslu yakışıklı bir adam değilim. Ama bu ayrı bir iştir. Bu ruhtur, konuştuğum hiçbir kadının bana kayıtsız kaldığını görmedim. İstersem sonucunu kesin alırım. Ben çok nal toplattım. Hiç şansları olmaz. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN BOŞANDIĞI EŞİ KİMDİ ALDATMA İDDİASI Yaşar Nuri Öztürk ise mevzunun 400 bin dolar gibi bir para olduğunu söylemiş ve eşini aldatmadığını söylemişti. İddiasına göre eşi Canan Öztürk'ün ilk evliliğinden olan oğluna verdiği borcu 3 yıl sonra geri isteyince böyle bir iftiraya maruz kaldı.
Yaşar Nuri Öztürk 2013 yılında Nazlı Kanaat ile nişanlanmıştı. Nazlı Kanaat kimdir ve şimdi nerede? Yaşar Nuri Öztürk eşleri ve çocukları kimler? Mide kanseri olan Yaşar Nuri Öztürk doğum gününde son nefesini verdi. Yaşar Nuri Öztürk aylardır hastane hastane dolaşıyordu. Sancılı bir süreçle veda ettiği dönemde gözler nişanlısı Nazlı Kanaat'ı aradı ama göremedi. Peki kimdir Yaşar Nuri Öztürk'ün uzatmalı nişanlısı Nazlı Kanaat niye ortalarda yoktu? Yaşar Nuri Öztürk eşi Canan Öztürk'den 2009 yılında boşandı. Bu boşanma o dönem hayli kirli olmuştu. Canan Öztürk 18 yıllık evliliği bitirirken Yaşar Nuri Öztürk hakkında deprem etkisi yaratan bir aldatma iddiasında bulunmuştu. NAZLI KANAAT İLE NİŞANLANDI Yaşar Nuri Öztürk ile eşi Canan Öztürk'ün boşanma davaları 2 yıl sürdü. 2013 yılında ise Yaşar Nuri Öztürk'ten aşık oldum nişanlandım duyurusu ile yeniden gündeme geldi. Nişanlısının ismi Nazlı Kanaat'tı. Ankara radyosunda Türk Sanat müziği sanatçısıydı. NASIL TANIŞTILAR Yaşar Nuri Öztürk büyük aşkını o dönem verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı; -Saba’nın Tümer programı buna aracı oldu tabiri caizse. Biz “Türk sanat müziğini bugün kim defosuz okuyor?” diye konuşurken ben de Nazlı Hanım’ın önemli bir yeri olduğunu söyledim. Yoksa Nazlı Hanım’ı tanımam; evli midir, bekâr mıdır, kaç çocuğu var, bilmem. O da zarif bir insan, teşekkür etmek için beni aradı. Zaten halası “Koca adam seni övdü, aç teşekkür et” deyince aramış. Oradan başladı iş. Bekâr olduğu ortaya çıkınca tabii kancayı taktım açıkçası. Sonuç böyle oldu.
4 - Nisa Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali Bismillâhirrahmânirrahîm. 1. Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir. 2. Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir. 3. Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur. 4. Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin. 5. Allah'ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin. 6. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter. 7. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır. 8. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. 9. Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler. 10. Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır. 11. Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 12. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir. 13. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve O'nun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır. 14. Kim de Allah'a ve O'nun resulüne isyan eder, Allah'ın sınırlarını da aşarsa, Allah onu, içinde sürekli kalıcı olarak ateşe sokar. Artık onun için yere batırıcı bir azap vardır. 15. Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 16. Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur. 17. Allah'ın, kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 18. Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "-İşte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık. 19. Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur. 20. Bir zevcenin yerine başka bir zevce almak istemişseniz onlardan birine yükler dolusu mal vermiş olsanız da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek, açık bir günah işleyerek mi geri alacaksınız onu? 21. Hem o malı nasıl alırsınız ki? Daha önce birbirinizle derinden derine kaynaşmıştınız. Ve onlar sizden çok sağlam bir söz de almışlardı. 22. Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin. Böyle bir şey açık bir edepsizlik, nefret gerektiren bir kötülüktür. Çirkin bir yoldur bu. 23. Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 24. Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 25. İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 26. Allah size açık-seçik bildirmek istiyor. Sizi, sizden öncekilerin yol ve yöntemlerinden haberdar ediyor. Size tövbe nasip ediyor. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 27. Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı isterler. 28. Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır. 29. Ey inananlar! Mallarınızı aranızda bâtıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir. 30. Kim düşmanlık ve zulümle intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız. Bu, Allah için çok da kolaydır. 31. Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 32. Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir. 33. Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin/anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. 34. Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. 35. Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından endişe ederseniz, bir hakem erkek tarafından, bir hakem de kadın tarafından gönderin. Bunlar, barıştırmak isterlerse Allah, kadınla erkeğin aralarını düzeltmede onları başarılı kılacaktır. Allah Alîm'dir, her şeyi bilir; Habîr'dir, her şeyden haberdardır. 36. Allah'a ibadet edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez. 37. Böyleleri cimriliğe saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği şeyi saklarlar. Nankörler için biz, rezil edici bir azap hazırladık. 38. Bunlar, Allah'a ve âhiret gününe inanmazlar da halka gösteriş olsun diye mallarını dağıtırlar. Arkadaşı şeytan olan için ne kötü arkadaştır o. 39. Ne olurdu onlara, Allah'a ve âhiret gününe inanıp da Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi. 40. Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir. 41. Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice olacak?! 42. Bir gündür ki o, küfre sapıp resule isyan edenler toprağa karışıp gitmeyi isteyecekler ve Allah'tan hiçbir sözü gizleyemeyecekler. 43. Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar. 44. Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız. 45. Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter. 46. Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip-bükerek "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler. 47. Ey kendilerine kitap verilenler! Biz bir takım yüzleri silip arkalarına çevirmeden, yahut Cumartesi Ashabı'nı lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın. Allah'ın emri yerine getirilmiş olacaktır. 48. Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir. 49. Bakmaz mısın, şu benliklerini ak-berrak gösterip duranlara! Hayır! İş, sandıkları gibi değil. Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar. 50. Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar Allah'a! Açık günah olarak bu yeter. 51. Görmedin mi şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tâğuta inanıyorlar; küfre batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar. 52. İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet ettiği. Allah'ın lanetlediği kişi için bir yardımcı asla bulamazsın. 53. Yoksa mülkten/yönetimden bir nasipleri mi var? Eğer öyle olsa, insanlara bir çekirdek bile vermezler. 54. Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de kitabı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik. 55. Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter. 56. Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm'dir. 57. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır. Orada kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız. 58. Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar; Basîr'dir, çok iyi görür. 59. Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir. 60. Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tâğutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor. 61. Kendilerine, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün. 62. Peki, nasıl oluyor da ellerinin hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet çöktüğünde, sana gelip, "Biz sadece iyilik yapmak, barıştırmak istedik!" diye Allah'a yeminler ediyorlar! 63. Allah bunların kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri hakkında etkili sözler söyle onlara. 64. Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı. 65. Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar. 66. Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı. 67. O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik. 68. Ve onları dosdoğru bir yolla elbette kılavuzlardık. 69. Allah'a ve resule itaat eden kişilere gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar! 70. Böylesi bir beraberlik Allah'ın lütfudur. Her şeyi bilici olarak Allah yeter. 71. Ey inananlar! Savunma tedbirlerinizi alın. Gerektiğinde de bölükler halinde hareket geçin yahut toplu halde savaşa çıkın. 72. İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta bulundu." 73. Eğer size Allah'tan bir lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi yokmuş gibi- şöyle diyecektir "Keşke ben de onlarla olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım!" 74. İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz. 75. Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz! 76. İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tâğut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır. 77. Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız." 78. Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalayacaktır. titizlikle korunan muhteşem kulelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik isabet ettiğinde, "Bu, Allah katındandır!" derler. Ama kendilerine bir kötülük dokunduğunda, "Bu senin yüzündendir." derler. De ki "Hepsi, Allah katındandır." Şu topluluğa ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar! 79. İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter. 80. Resule itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik. 81. "Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter. 82. Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı. 83. Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az kişiniz hariç şeytanın ardı sıra giderdiniz. 84. Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür. 85. Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona bir pay vardır. Allah her şeye, herkese gıda ulaştırır, Mukît'tir. 86. Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasîb'dir, her şeyi güzelce hesaplamaktadır. 87. Allah'tır O, ilah yoktur O'ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah'tan daha sadık kim olabilir? 88. Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. 89. Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı. 90. Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir. 91. Diğer bazılarını da bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak hem de kendi toplumlarından emin olmak isterler. Ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde baş aşağı içine dalarlar. Bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve ellerini sizden çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. İşte böylelerinin üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir. 92. Yanlışlık hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini özgürlüğüne kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Vârislerin, diyeti bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur. Bunlara imkân bulamayan, Allah'a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur. 93. Bir mümini kasten öldürene gelince, onun cezası, içinde uzun süre kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu; çok büyük bir azap hazırlamıştır ona. 94. Ey iman edenler! Allah yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size selam verene/barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 95. İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla yoğun gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama yoğun gayret gösterenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. 96. Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir. 97. Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler "Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi ki orada bir yerden bir yere göçesiniz?" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o! 98. Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen, hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır. 99. Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır. 100. Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allah'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 101. Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı/duayı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, inkârcı nankörler sizin için açık bir düşmandırlar. 102. Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır. 103. Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur. 104. Düşman topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama siz, Allah'tan onların umamayacağı şeyleri umuyorsunuz. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma! 106. Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir. 107. Öz benliklerine hainlik edenler için didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkârı sevmez. 108. İnsanlardan gizleniyorlar/gizliyorlar da Allah'tan gizlenmiyorlar/gizlemiyorlar. Oysaki O, O'nun hoşlanmadığı sözü gece boyu sarf ederlerken onlarla beraberdir. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. 109. Diyelim, siz onlar için dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü Allah'a karşı onlar için kim mücadele verir, onlar hakkında kim vekillik yapar? 110. Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur. 111. Günah kazanan onu kendi nefsi aleyhine kazanır. Allah Alîm ve Hakîm'dir. 112. Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. 113. Eğer Allah'ın senin üzerindeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni şaşırtmaya mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ve sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana Kitap'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın senin üzerindeki lütfu çok büyüktür. 114. Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz. 115. Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, resulden kopup müminlerin yolunun dışını izleyeni biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra da cehenneme sallarız. Ne kötü bir dönüş yeridir o! 116. Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir. 117. Allah'ın berisindekilere davet/dua edenler sadece dişilere/dişileşmiş halde davet/dua ederler. Ve onlar inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar. 118. Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım." 119. "Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır. 120. Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez. 121. Bunların varacakları yer cehennemdir. Ve cehennemden kaçıp kurtulacak bir yer bulamazlar. 122. İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere süre kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir? 123. İş ne sizin kuruntularınızla/hurafelerinizle/anlamını bilmeden okuyuşlarınızla ne de Ehlikitap'ın kuruntuları/hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşlarıyla çözülür. Kötülük yapan onunla cezalandırılır. Ve böyle biri, kendisi için Allah dışında ne bir dost bulur ne de bir yardımcı. 124. Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. 125. Güzel düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. 126. Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Allah Muhît'tir, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. 127. Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir. 128. Eğer bir kadın, kocasının sadakatsizliğinden, yahut kendisine sırt çevirmesinden endişe ederse aralarını bir barış girişimiyle düzeltmelerinde kendileri için bir sakınca yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve doymazlığa hazır hale getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olacaktır. 129. Tutkunluk derecesinde isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlamaya asla güç yetiremezsiniz. O halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Barışı esas alıp sakınırsanız, Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır. 130. Eğer ayrılırlarsa Allah, geniş nimetinden her birini zenginleştirir. Allah Vâsi'dir, genişler ve genişletir; Hakîm'dir, hikmeti sınırsızdır. 131. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. İnan olsun, hem sizden önce kitap verilenlere hem de size, "Allah'tan sakının!" diye önerdik. Nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah Ganî'dir, zenginliğine sınır yoktur; Hamîd'dir, övülen ve övendir. 132. Hem göklerdekiler hem yerdekiler Allah içindir. Vekil olarak Allah yeter. 133. Ey insanlar! O dilerse sizi ortadan kaldırır, başkalarını getirir. Allah buna gerçekten Kadîr'dir. 134. Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür. 135. Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde, nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 136. Ey iman edenler! Allah'a, O'nun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın. Kim Allah'ı, O'nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüş olur. 137. Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. 138. İkiyüzlülere şunu muştula Kendileri için korkunç bir azap öngörülmüştür. 139. Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır. 140. Allah, Kitap'ta size şunu da indirmiştir Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız. Hiç kuşkusuz Allah, münafıklarla kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir. 141. Sizi gözetleyip duruyorlar. Allah'tan size fetih nasip olursa, "-Sizinle birlikte değil miydik" diyecekler. Kâfirlere bir nasip ulaşırsa şunu söyleyecekler "-Başarınıza destek vermedik mi, müminlere karşı size siper olmadık mı?" Artık kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir. Allah, müminler aleyhine kâfirlere bir yol asla nasip etmez. 142. Şu bir gerçek ki, ikiyüzlüler hileler düzerek Allah'ı aldatmaya uğraşıyorlar. Ama Allah da onları aldatıyor. Onlar namaza/duaya kalktıklarında tembel-miskin bir halde kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Onlar Allah'ı çok az hatırlarlar. 143. Arada bocalayıp dururlar. Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana. Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. 144. Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a açık bir kanıt mı vermek istiyorsunuz? 145. Şu da bir gerçek ki ikiyüzlüler, ateşin en alt katındadırlar. Onlar için bir yardımcı asla bulamayacaksın. 146. Ancak tövbe edip hallerini düzelterek Allah'a yapışan ve dinlerini samimiyetle Allah'a özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. Ve Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir. 147. İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O her şeyi gereğince bilir. 148. Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Zulme uğratılan kişi müstesna. Allah Semî'dir, Alîm'dir. 149. Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, her şeye güç yetirendir. 150. Onlar ki Allah'ı ve O'nun resullerini inkâr ederler, Allah'la O'nun resulleri arasını açmak isterler de "-Bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz" derler; böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak isterler. 151. İşte bunlar gerçek kâfirlerdir. Ve biz, kâfirler için yere batırıcı bir azap hazırladık. 152. Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir. 153. Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki "Allah'ı bize açıktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik. 154. Kesin söz vermeleri için Tûr'u üzerlerine kaldırdık ve onlara "Kapıdan secde ederek girin." dedik. Onlara şunu da söyledik "Cumartesi gününde azgınlık yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık. 155. Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler. 156. Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden... 157. "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler. 158. Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 159. Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. 160. Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helal kılınmış tertemiz şeyleri, Yahudilere haram kıldık. 161. Ve ribayı almaları yüzünden -oysaki ondan yasaklanmışlardı- ve haksız yollarla insanların mallarını yemeleri yüzünden onların küfre sapanlarına korkunç bir azap hazırladık. 162. Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirilene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. 163. Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvûd'a da Zebur'u verdik. 164. Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah, Mûsa'ya kelime kelime söz söylemişti. 165. Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 166. Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah yeter. 167. İnkâr edip Allah yolundan geri çevirenler, dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir. 168. İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. 169. Cehennem yolu hariç! Uzun süre kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu. 170. Ey insanlar! Resul size Rabbinizden hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun. Nankörlük ederseniz göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 171. Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. 172. Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir. 173. Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı. 174. Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 175. Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.
nisa 34 yaşar nuri öztürk